recoil

English-Turkish Translation

  1. Intransitive Verb irkilmek, ürpermek, büzülmek, (korku/dehşet/tiksinme/iğrenme vb. ile) geri çekilmek.
    She recoiled
    at the sight of the snake/from the snake.
  2. Intransitive Verb geri tepmek/itmek.
    The gun recoiled after I fired.
  3. Intransitive Verb
    recoil on/upon: geri gelmek, (yapanın) üstüne kalmak,
    mec. başında patlamak.
    Plots frequently
    recoil upon the plotters.
    His evil deeds will recoil upon him: Ettiğini bulacak, kötülüklerinin cezasını çekecek.
  4. Intransitive Verb, Physics geri tepkimek: (atom/çekirdek vb.) bir atom/çekirdek çarpması veya emisyon etkisi ile momentumunu değiştirmek.
  5. Noun irkilme, ürperme, büzülme, geri çekilme.
  6. Noun geri tepme/itme, geri gelme, seğirdim, aksi seğirdim.
  7. Noun (ateşli silahın) geri tepme mesafesi.
  8. Noun, Physics geri tepki.
    recoil atom : geri tepki öğeciği,
    recoil nucleus/particle/radiation: geri tepki
    çekirdeği/parçacığı/ışınımı.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

recoilless
geri tepmesiz Adjective, Military
recoilless gun
geri tepmesiz top Noun, Military
recoilless rifle
geri tepmesiz tüfek Noun, Military
(cannon) recoil
seğirdim
(firearm) recoil
tepki
(gun) to recoil
geri tepmek Verb
recoil escapement
saat maşası. Noun
recoil from doing sth
çekinmek Verb
recoil oneself
ayağına dolanmak Verb
(firearm) recoil operated
tepkili
English-Turkish phrases from Zargan's own database