recovery

  1. Noun, Insurance sovtaj
  2. Noun geri alma, tekrar ele geçirme, istirdat.
  3. Noun telâfi (etme), zararı ödenme.
  4. Noun iyileşme, sağlığına kavuşma, kendine gelme.
    The patient is making a good recovery: Hasta çabuk
    iyileşiyor.
    Past recovery: umutsuz, iyileşemez durumda.
  5. Noun geri alınan/tekrar ele geçirilen şey.
  6. Noun işe yaramayan maddelerden yararlı madde elde etme.
  7. Noun, Law mahkeme kararıyla hakkını/malını elde etme.
  8. Noun (eskrim) hücumdan sonra savunmaya geçme.
  9. Noun (kürek çektikten sonra) tabiî duruma dönme.
Materyallerin geri kazanımı (NACE kodu: 38.3) Noun, Trades-Professions
sovtaj değeri Noun, Insurance
Tasnif edilmiş materyallerin geri kazanımı (NACE kodu: 38.32) Noun, Trades-Professions
Atığın toplanması, ıslahı ve bertarafı faaliyetleri; maddelerin geri kazanımı (NACE kodu: 38) Noun, Trades-Professions
malvarlıklarının geri alınması Noun
geriye doğru kurtarma (onarma
şüpheli alacakların tahsili
bir daha ele geçmeyecek şekilde kaybedilmiş olmak Verb
konjonktürün kendini toparlaması
işlerin düzelmesi
işlerin düzenlenmesi
tazminat olarak
sermaye açığını kapatma
devir muamelesi
temlik muamelesi
ferağ muamelesi
tüketicinin neden olduğu fiyat yükselmesi
satış hasılatıyla maliyeti karşılama
maliyet kurtarma
satış hâsılatıyla maliyeti karşılama
konjonktürün yeniden yükselmesi
yıkım onarımı Information Technology
zarar tutarını aşan tazminat
konjonktür freni
ekonomik toparlanma Noun, Economics
ekonomik iyileşme
enerji geri kazanımı Noun, Environment-Ecology
hatadan kurtulma Information Technology
(piyasa) canlanmak Verb
ihracata dayalı canlanma Noun
kütük onarma
kütük kurtarma
(US) davayı kazanma
(US) mahkemede kazanılan dava
mali bakımdan belini doğrultma
ısı devşirme
yüksek düzeyli onarma (kurtarma
iyileşmek için pek ümidi olmamak Verb
sanayinin canlanması
sınai kalkınma
rücu (bir zarar veya hasarın miktarını azaltmak için diğer kaynaklardan elde edilen para
yatırım teminatı
yatırımın teminatı
kesinleşmemiş mahkeme kararı Noun, Law
kesinleşmiş mahkeme kararı
ekonomide azami iyileşme
küçük iyileşme
iyileşme ümidi olmadığı durum
savaş sonrası ekonomik düzelme
yeniden elde etme muamelesi
savaş sonrası çabuk kalkınma
çabuk iyileşme
reassürans meblağının alınması
reasürans meblağının alınması
tazminat ve rücû hakkı
tazminat ve rücu hakkı
tazminat talep etmek Verb
hasar tazminatı istemek Verb
uygun hasar tazminatı
acil şifa
çabuk iyileşme
vergi borcunu zorla tahsil etme
toplam kazanç
ticaretin canlanması
...'e acil şifalar dilemek Verb
dünyanın ekonomik kalkınması
dünya ekonomik kalkınması
dünya ekonomik kalkınması
kalkınma programı
bu tür hisse senetlerine iyileşme dönemi hisse senetleri denir
şirketin bir güçlük döneminden sonra performansı düzeliyorsa
hisse senetlerinin fiyatları artabilir
kanun yoluyla geri alma
ücretlerin tahsili
istirdat maliyeti
net defter değeri
şüpheli alacaklar için vergi muafiyeti tanınan meblağ
ticaret hayatının kendini toparlaması
kârın yükselmesi
(piyasanın) düzelmesi için başvurulan yollar Noun
(piyasanın) düzelmesi için başvurulan önlemler Noun
bir alacağını alma
kayıp bir eşyanın bulunup geri alınması
ödenmemiş meblağların tahsil edilmesi
yan ürünlerin kazanılması
sermayenin ödenmesi Noun
zarar ziyanın tazmini
cezaların tahsili
bir arazinin yeniden ele geçirilmesi Noun
para alma
ödenmemiş borçların tasfiyesi
açık hesapların kapatılması
yanlışlıkla yapılan bir ödemenin geri alınması
fiyatların yükselmesi
mülkün geri alınması
çalıntı malların geri alınması
piyasanın istikrara kavuşması
borsada fiyatların yükselmesi
borsanın canlanması
mülkiyetin geri alınması
ticaretin canlanması
atıkların yeniden kazanılması
kurtarma komandosu Noun
hasarı tazmin ettirme hakkı
(hastanelerde ameliyattan çıkan hastaların) kendine gelme odası.
fiyatı düşmüş ama yeniden eski fiyat seviyesine tırmanacağı beklenilen bir hisse senedi
bir şeyin yeniden kullanılabilme değeri
hurda degeri
kurtarma aracı
arıza arabası Noun
zilyetlik davası Noun
istihkak davası Noun
acil durum kurtarma planı Noun, Management
dava ile geri almayı imkânsız kılmak Verb
bir borcun geri alınabilmesi için kanuni takibata geçmek Verb
bir borcun geri alınması için kanuni takibata geçmek Verb
borçların ödetilmesi için kanuni kovuşturma açmak Verb
Nafaka Alacaklarının Yabancı Ülkelerde Tahsiline İlişkin Sözleşme Noun, International Law
Marşal Planı: İkinci Dünya Savaşından sonra Avrupa ülkelerinin ekonomik kalkınması için ABD Dışişleri
Bakanı G.C.Marshall tarafından 1948'de konulan plan.
Noun