remedy

  1. Noun, Competition Law çözüm
  2. Noun, Competition Law tedbir
  3. Noun ilâç.
    remedy for an ailment: bir illetin ilâcı.
    old wives' remedy: kocakarı ilâcı.
  4. Noun çare, deva.
  5. Noun, Law adaleti sağlayan yasal yol.
    to have no remedy at law: yasal yolu olmamak, yasal yoldan çözülememek.
  6. Noun para basımında yasal olarak izin verilen ağırlık/boyut farkı, tolerans.
  7. Verb iyileştirmek, sağaltmak, tedavi/iyi etmek, şifa vermek, sağlığına kavuşturmak.
    Those pills will do
    nothing to remedy your sinus condition.
  8. Verb düzeltmek, islâh etmek, çaresini bulmak, onarmak, tamir etmek, yatıştırmak.
    Technicians tried to find
    and remedy faults. This situation cannot be remedied.
  9. Verb icabına bakmak, bertaraf etmek, zararını önlemek, etkisiz hale getirmek.
iç hukuk yollarının tüketilmesi Noun, Rights-Freedoms
tam yargı davası Noun, Law
yeterli hukuki çare
idari kanun yolu
mevcut bir kanun yoluna ek olarak ihdas edilen yeni bir kanun yolu
hususi hukuk kanun yolları Noun
medeni hukuk davalarında medeni hukuk çaresi
mevcut bir kanun yoluna ilaveten ihdas olunan kanun yolu Noun, Law
iç hukuk yolu Noun, Law
etkili hukuk yolu Noun, Law
etkili başvuru Noun, Law
tek müracaat yolu
kanun dışı çare
kocakarı ilacı
adli çare
adli müracaat yolları Noun
dava açma çaresi
yargı yolu Noun, Law
şiddetli/tehlikeli ilâç/tedbir/ameliyat.
yasal hak Noun, Law
kanuni çözüm
kanuni çare
hukuki çare
hukuk yolu Noun, Law
hukukî yol Noun, Law
kanun yolu Noun, Law
hak arama kanalı Noun, Law
yerel çare
(US) tolerans
geçici çare
sahte ilaç
bir çareye başvurmak Verb
etkili başvuru hakkı Noun, Law
etkili hukuk yoluna başvuru hakkı Noun, Law
hak arama hürriyeti Noun, Rights-Freedoms
derman aramak Verb
hak aramak Verb, Law
acele çare
yapısal tedbir Noun, Competition Law
etkili başvuru hakkının ihlali Noun, Law
bir şikâyeti halletmek Verb
bir zararı telafi etmek Verb
bir durumu düzeltmek Verb
bir duruma çare bulmak Verb
tolerans
hakkı nar
bir suiistimali durdurmak Verb
bir suiistimali bertaraf etmek Verb
bir sakıncaya çare bulmak Verb
bozuklukları gidermek Verb
kusurları gidermek Verb
ayar müsaadesi Noun
hakkı nâr
hiçbir kanuni çaresi olmamak Verb
hiç bir kanuni çaresi olmamak Verb
yetersiz hukuki çare