revel

  1. Intransitive Verb
    revel in: çok zevklenmek, zevk/haz duymak, zevk almak, zevkini/tadını çıkarmak.
    The revel in
    gossip. He revels in his freedom.
  2. Intransitive Verb eğlenmek, çalıp oynamak, cümbüş yapmak.
    They reveled the night away: Bütün gece çalıp oynadılar.
  3. Noun eğlenme, eğlence, eğlenti, çalıp oynama, şenlik, cümbüş.
  4. Noun gen.
    revels: kutlama, eğlence âlemi, cümbüş, curcuna, âhenk, karnaval.
parayı har vurup harman savurmak Verb
vaktini zevk ve safa ile geçirmek.
to revel away money: parasını eğlencesine/zevkine harcamak.