ringer

  1. Noun çevreleyen/kuşatan/halka gibi saran şey/kimse.
  2. Noun (oyunda atılıp kazığa geçirilen) halka, nal.
  3. Noun çan/zil çalan kimse/şey.
  4. Noun zil/çıngırak (düzeni).
  5. Noun zil gibi ses çıkaran, gürültücü, zırıltılı (kimse/şey).
  6. Noun hakkı olmadan hile ile yarışa giren kimse/at, sahte, düzmece.
  7. Noun
    a dead ringer for: tam benzer, başka birine tıpkı/ tıpatıp benzeyen kimse.
    He is a (dead) ringer
    for John: Tıpkı John'a benziyor.
Ringer çözeltisi: fizyoloji denemelerinde kullanılan NaCl, KCl, CaCl2 çözeltisi. Noun