Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
rouse
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Verb
uyan(dır)mak, kaldırmak/kalkmak.
Verb
canlan(dır)mak, gayrete getirmek/gelmek, harekete geç(ir)mek, tahrik etmek/olmak.
Verb
öfkelendirmek, hiddetlendirmek, gazaba getirmek.
Verb
(av hayvanı) yuvasından/ininden çık(ar)mak, ürk(üt)mek, kışkırtmak.
Verb
talâşlan(dır)mak.
Noun
uyan(dır)ma, kaldırma, kalkma, canlan(dır)ma, gayrete/herekete geç(ir)me.
Noun
öfkelen(dir)me, gazaba getirme, hiddetlen(dir)me.
Noun
(av hayvanı) ürk(üt)me, kışkırtma.
Noun
uyandırıcı (işaret).
Noun
gürültülü içki âlemi.
Noun
içki.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
rouse oneself to do
kalkınmak
Verb
rouse oneself to do
bütün kuvvetini toplamak
Verb
rouse the masses
yığınları kışkırtmak
Verb
rouse the public mind
halkı kışkırtmak
Verb
rouse the sleeping lion
uyuyan aslanı uyandırmak
Verb
rouse to action
harekete getirmek
Verb
give a rouse to sb
birkaç söz söyleyip birinin şerefine kadehini kaldırmak
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.