rout

  1. Noun bozgun, he
    zimet. The enemy retreat soon became a rout.
    put to rout: bozguna/hezimete uğratmak.

    an utter rout: ezici
    bir bozgun, kahhar bir hezimet.
  2. Noun, Law başkal
    dırma, ayaklanma niyetiyle birkaç kişinin top
    lanıp huzuru/asayişi bozması, 4. kalabalık
    gece toplantısı/eğlentisi.
  3. Noun topluluk, toplantı.
  4. Noun maiyet, arkadaşlar, çevre, muhit.
  5. Noun kükreme.
  6. Noun horlama.
  7. Verb bozmak, bozguna/hezimete uğratmak.
    Our soldiers routed the enemy.
  8. Verb (domuz vb.) burnu ile yeri eşelemek.
  9. Verb köklemek, kökünden söküp çıkarmak.
  10. Verb yatağından kaldırmak.
    The farmer routed his sons out of bed at five o'clock..
  11. Verb kovmak, sürüp çıkarmak, gizlendiği yerden zorla çıkarmak.
  12. Verb eş(ele)mek, çukur açmak, kazmak.
  13. Verb kükremek, böğürmek.
kurcalamak
, karıştırarak aramak/bulmak.
yerinden yurdundan etmek Verb