run out

  1. (a) bit(ir)mek, son vermek, sona er(dir)mek, (b) tükenmek, mevcudu kalmamak, (c) kovmak, uzaklaştırmak, dışarı atmak.
son bulmak Verb
sinema filminin resimsiz son parçası. Noun
(dalgakıran) denize uzanmak Verb
tüketmek, bitirmek, hepsini kullanmak, hiç bırakmamak.
They ran out of money: Paraları tükendi
(parasız kaldılar).
We are running out of time: Zamanımız daraldı, az vaktimiz var.
limandan çıkmak Verb
bütün parasını sarf etmiş olmak Verb
kontrolünü kaybetmek Verb
akaryakıtı tükenmek Verb
parası kalmamış olmak Verb
etkisiz kalmak Verb
(US) benzini tükenmek Verb
(US) benzini kalmamak Verb
şarjı bitmek "My phone suddenly ran out of juice, and died." Verb, Electricity-Electronics
pili bitmek "My phone suddenly ran out of juice, and died." Verb, Electricity-Electronics
limandan çıkmak Verb
enerjisini yitirmek Verb
terketmek, yüzüstü bırakmak, desteklememek.
oyalamaca: futbolda çok sayı yapan taraf oyuncularının fazla gol yememek veya oyunu kazanmak için topu elden bırakmamaları.
benzininıkalmamak Verb
şüpheyi üzerine çekmek Verb