safety

English-Turkish Translation

  1. Noun emniyet
  2. Noun güven, emniyet, âsayiş.
    The safety of the ship is the captain's responsibility. road safety rules.
  3. Noun kurtuluş, selamet.
  4. Noun
    safety catch ile ayni anlama gelir. (tüfek vb.) emniyet mandalı.
  5. Noun emniyet tertibatı, güvenlik düzeni.
  6. Noun Amerikan futbolunda topu kendi gol çizgisinin gerisine gönderen vuruş (karşı takıma 2 sayı kazandırır).
  7. Noun (bkz: condom )
  8. Adjective güvenlik+, emniyet+ (sağlayan).
    safety belt: emniyet kemeri.
    safety catch: emniyet tutamağı,
    arıza halinde asansör vb.'nin düşmesini önleyen düzen.
    safety curtain
    tiy. emniyet perdesi, yangında inen asbest veya demir perde.
    safety-deposit
    bk.: safe-deposit. safety device: güvenlik düzeni, emniyet/korunma tertibatı.
    safety glass: dağılmaz cam.
    safety island = safety zone: yaya sığınağı, refüj.
    safety lamp: madenci lambası.
    safety lock: emniyet kilidi.
    safety man: (futbol) savunucu, savunma çizgisinin gerisindeki oyuncu.
    safety match: kibrit, parlamaz kibrit.
    safety pin: çengelli iğne.
    safety razor: emniyetli ustura/jilet, cildi kazara kesmesi bir mahfaza ile önlenmiş ustura.
    safety valve: emniyet supabı/valfı.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

improve one's safety record
ününü artırmak Verb
Public order and safety activities (NACE code: O84.2.4)
Kamu düzeni ve güvenliği ile ilgili faaliyetler (NACE kodu: 84.24) Noun, Trades-Professions
absolute safety
mutlak güvenlik
air safety
uçak emniyeti
air traffic safety
hava trafik emniyeti
be in safety
emniyette olmak Verb
be responsible for the passengers'safety
yolcuların güvenliğinden sorumlu olmak Verb
bring into safety
güven altına almak Verb
campaign for road safety
yol (trafik) güvenliği kampanyası Noun
Directorate General of Coastal Safety
Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü Noun, Organizations
Directorate General of Occupational Health and Safety
İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü Noun, Organizations
domestic safety
iç güvenlik
driver safety
sürücü güvenliği Transport
environmental safety
çevre güveni
environmental safety
çevre güvenliği
factor of safety
güvence faktörü
factor of safety
(kredi) güvence faktörü
factor of safety
güvenlik katsayısı
feel apprehension for sb's safety
birinin güvenliğinden endişe duymak Verb
flight safety
uçuş güvenliği Noun, Transport
flying safety
uçuş güvenlik
food safety
gıda güvenliği
general product safety
genel ürün güvenliği
government of national safety
milli güvenlik hükümeti
industrial safety
sanayii güvenliği
industrial safety
sanayi güvenliği
margin of safety
güvenlik marjı
margin of safety
ihtiyat payı (limit fiyatı ile satış fiyatı arasındaki farkın yüzdesi Noun
maritime safety
deniz güvenliği
maritime safety
deniz emniyeti Noun, Maritime Traffic
menace to sb's safety
birinin güvenliğini tehdit eden şey
mine safety
maden ocağı güvenliği
national safety
milli güvenlik
navigation safety
seyir emniyeti, seyir güvenliği Noun, Maritime Traffic
navigation safety
seyir güvenliği Noun, Maritime Traffic
occupational health and safety
iş sağlığı ve güvenliği Noun, Occupational Safety
occupational health and safety
iş sağlığı ve güvenliği (İSG) Noun, Employment
occupational safety
iş güvenliği
operational safety
faaliyet güvenliği
personal safety
kişisel güvenlik Noun, Occupational Safety
play for safety
tedbirli davranmak, tehlikeden kaçınmak.
product safety
ürün güvenliği
public order and safety
kamu düzeni ve güvenliği Noun, Law
public safety
milli güvenlik
public safety
halk güvenliği
public safety
kamu güvenliği
public safety
toplumsal güvenlik Noun
road safety
trafik güvenliği Noun, Transport
road safety
yol güvenliği
security and safety
güvenlik ve emniyet Noun
security and safety
emniyet ve güvenlik Noun
standards of safety
güvenlik standartları Noun
traffic safety
trafik güvenliği
traffic safety
(US) trafik güvenliği
safety and security
güvenlik ve emniyet Noun
safety and security
emniyet ve güvenlik Noun
safety area
güvenlik mıntıkası Noun
safety barrier
güvenlik bölmesi Noun, Transport
safety belt
emniyet kemeri Noun, Transport
safety bolt
sürgü
safety box
kasa
safety brake
emniyet freni
safety buoy
can kurtaran simidi
safety buoy
şamandıra
safety car
güvenlik aracı Noun, Sports
safety catch
safety ile ayni anlama gelir. (tüfek vb.) emniyet mandalı.
safety chain
emniyet zinciri
safety clause
hayat sigortasında emniyet klozu
safety committee
güvenlik kurulu
safety conditions
güvenlik koşulları Noun
safety control zone
güvenlik kontrol bölgesi
safety controls on imports
ithalattaki güvenlik kontrolleri Noun
safety council
(Br) güvenlik kurulu
safety curtain
güvenlik perdesi Noun
safety curtain
(tiyatro) demir güvenlik perdesi Noun
safety devices
güvenlik önlemleri Noun
safety education
trafik güvenlik eğitimi
safety engineering
teknik kontrol
safety engineering department
teknik kontrol şubesi Noun
safety equipment
güvenlik teçhizatı
safety factor
güvenlik faktörü
safety features
güvenlik teçhizatı
safety film
yanmayan film
safety first
her şeyden önce güvenlik
safety first policy
kurnazlık politikası Noun
safety frame
emniyet çerçevesi Noun, Transport
safety fund
güvenlik fonu
safety fuse
elektrik sigortası Noun
safety gate
emniyet valfı
safety gear
emniyet freni
safety glass
kırılmaz cam
safety hazard
güvenlik riski
safety hoist
güvenlik asansörü
safety in operation
işyeri güvenliği
safety inspection of factories
fabrikaların güvenlik teftişi
safety inspection of factories
güvenlik teftişi
safety island
island ile ayni anlama gelir. güven adacığı, orta kaldırım, röfüj, geniş caddelerin ortasında
yayaların güvenliğini sağlayan kaldırım.
safety lamp
maden ocağı lambası Noun
safety lamp
madenci lambası Noun
safety latch
emniyet mandalı Noun, Occupational Safety
safety lift
güvenlik asansörü
safety load
azami yük
safety load
salim yük
safety load
emniyetle taşınır yük
safety lock
maymuncukla kolay kolay açılmayan emniyetli kilit
safety lock
emniyet kilidi
safety lock
emniyetli kilit
safety lock
emniyet kiliti
safety margin
güvenlik marjı
safety margin
emniyet payı
safety match
emniyetli kibrit
safety measure
güvenlik önlemi
safety measures
güvenlik önlemleri Noun
safety net
sigorta
safety net
güvenlik ağı
safety of life
can güvenliği Noun
safety of life and property
can ve mal güvenliği Noun, Rights-Freedoms
safety of life and property
can ve mal emniyeti Noun, Rights-Freedoms
safety of lives at sea
denizde can güvenliği
safety of principal
ana paranın güvenliği
safety of principal
anaparanın güvenliği (sağlam bir yatırımın en önemli niteliği
safety pin
çengel iğne
safety pin
kancalı iğne
safety pin
iğne
safety pin
çengelli iğne
safety plug
emniyet tıkacı
safety precautions
güvenlik önlemleri Noun
safety program (me
güvenlik programı
safety program (me)
güvenlik programı
safety provisions
güvenlik kuralları Noun
safety razor
traş makinesi.
safety regulations
güvenlik kuralları Noun
safety representative
sanayi güvenlik temsilcisi
safety shield
güvenlik bölmesi Noun, Transport
safety standards
güvenlik standartları Noun
safety stock
bkz
safety stock
emniyet stoku (stoksuz kalmayı önlemek amacıyla tutulan envanter
safety stock
emniyet stoku
safety supervision
güvenlik kontrolu
safety supervision
güvenlik kontrolü
safety supervisor
güvenlik kontrolörü
safety switch
güvenlik anahtarı
safety system
güvenlik sistemi Noun
safety testing
güvenlik testi
safety tyre
emniyet (araba) lastiği
safety valve
emniyet süpabı
safety valve
emniyet supabı
safety valve
emniyet subabı
safety vault
çelik dolap
safety vault
bankanın kasa dairesi
safety zone
güvenlik bölgesi
air safety expert
uçak emniyet uzmanı
automatic safety belt
otomatik emniyet kemeri
be safety conscious
güvenlik önlemleri konusunda titiz olmak Verb
common health and safety unit
ortak sağlık ve güvenlik birimi Noun, Employment
crash safety precautions
kaza güvenlik önlemleri Noun
endanger the safety of the workman
işçinin güvenliğini tehlikeye atmak Verb
ensure the safety of the state
devletin güvenliğini sağlamak Verb
food safety action plan
gıda güvenliği eylem planı
for safety's sake
güvenlik için
issue the safety of sth
sigortalamak Verb
national safety council
milli güvenlik kurulu
occupational health and safety expert
iş sağlığı ve güvenliği uzmanı Noun, Employment
occupational safety and health
işçi sağlığı ve iş güvenliği Noun
occupational safety and health
iş sağlığı ve güvenliği Noun, Occupational Safety
occupational safety and health expert
iş sağlığı ve güvenliği uzmanı Noun, Employment
occupational safety expert
iş güvenliği uzmanı Noun, Employment
operational safety precautions
fabrika güvenlik önlemleri Noun
qualify under the new safety regulations
yeni güvenlik kurallarına uymak Verb
qualify under the new safety regulations
yeni güvenlik kurallarına dahil olmak Verb
road safety bill
yol güvenliği önergesi
road safety instruction
yol güvenliği talimatı
seek safety in flight
kurtuluşu kaçmakta bulmak Verb
seek safety in flight
uçuşta güvenlik aramak Verb
seek safety in flight
selameti kaçmakta bulmak Verb
sit on the safety valve
baskı politikası uygulamak Verb
sth which has a safety catch
sustalı
wilful interference with the safety of others
başkalarının güvenliğine kasten müdahale
Coastal Safety and Security Team
SAGET Proper Name, Organizations
Convention for the Suppression of Unlawful Acts against the Safety of Maritime Navigation
Denizcilik Seferyollarının Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesi Sözleşmesi Proper Name, Law
Directorate General for Safety and Supervision of Industrial Products
Sanayi Ürünleri Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğü Noun, Organizations
Directorate General of Product Safety and Inspection
Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğü Noun, Organizations
Diving, Safety, Security, Search and Rescue Team
DEGAK Proper Name, Organizations
European Agency for Safety and Health At Work (EU-OSHA)
Avrupa İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı
European Aviation Safety Agency (EASA )
Avrupa Hava Güvenliği Ajansı
European Food Safety Authority (EFSA )
Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu
European Maritime Safety Agency
Avrupa Deniz Güvenliği Ajansı Proper Name, Organizations
European Maritime Safety Agency (EMSA)
Avrupa Deniz Güvenliği Ajansı
European Organization for Safety of Air Navigation (EUROCONTROL
avrupa hava taşımacılığı güvenlik örgütü
European Organization for the Safety of Air Navigation
Avrupa Hava Trafiği Güvenliği Teşkilatı
United Nations Convention for the Suppression of Unlawful Acts Against the Safety of Civil Aviation
Birleşmiş Milletler Uluslararası Sivil Havacılığın Güvenliğine Karşı Kanun Dışı Eylemlerin Önlenmesine İlişkin Sözleşme Noun, International Law
United Nations Convention for the Suppression of Unlawful Acts Against the Safety of Maritime Navigation
Birleşmiş Milletler Deniz Seyir Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesine Dair Sözleşme Noun, International Law
English-Turkish phrases from Zargan's own database