satın

English Turkish Phrases

satın paper
aharlı kağıt
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. used in
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

satın alabilme gücü
buying capacity
satın alan
perquisitor
satın alan
purchaser
satın alan
cornerer
satın alan
buyer
satın alan
bargainee
satın alan
taker
satın alıcı
commercial buyer
satın alıcı
vendee
satın alıcı
purchaser
satın alıcı
demander
satın alıcı
purchasing agent
satın alıcı
salegoer
satın alıcı
buyer
satın alıcı
chafferer
satın alıcılar dünyası
world of buyers Noun
satın alım birliği
buying group
satın alınabilen adalet
venal justice
satın alınabilir
purchasable
satın alınabilir
buyable
satın alınabilirlik
affordability Noun
satın alınamaz
unpurchasable
satın alınan adalet
venal justice
satın alınan malların kayıtları
purchase records Noun
satın alınan şey
purchase
satın alınır
venal
satın alınmak
to be moving Verb
satın alınmamış
unbought
satın alınması
factoring
satın alınmış
reached
satın alınmış
bought
satın alış bedeli
purchase consideration
satın alış biçimleri
forms of purchase Noun
satın alış komisyoncusu
purchasing broker
satın alış komisyonu
purchasing commission
satın alma
acquisition Noun, Capital Markets
satın alma
perquisitio
satın alma
buying
satın alma
purchase
satın alma
purchasing
satın alma (özellikle ev satın alma) parası
purchase money
satın alma alışkanlıkları
buying habits Noun
satın alma alışkanlıklarının gözlemi
purchase observation
satın alma bedeli
first fas
satın alma departmanı
purchasing division Noun, Public Administration
satın alma dürtüsü
urge to buy
satın alma düzeyi
purchasing level
satın alma emri
order to purchase
satın alma emri
buyer's order
satın alma emri
purchasing order
satın alma fırsatı
opportunity to buy
satın alma fiyatı
purchase price
satın alma fonları
buy funds Noun
satın alma formu
purchase form
satın alma gücü
purchasing capacity
satın alma gücü
purchasing power
satın alma gücü fazlalığı
excess of purchasing power
satın alma gücünde artış
increase in purchasing power
satın alma güdüsü
purchasing motive
satın alma güdüsü
buying motive
satın alma ihalesi
purchase tender
satın alma isteği
eagerness to buy
satın alma kararı
buying decision
satın alma komisyonculuğu
buying brokerage
satın alma kooperatifi
cooperative buying society
satın alma müdürü
purchasing manager Noun, Management
satın alma öncelik hakkı
purchase privilege
satın alma opsiyonu
option for call
satın alma opsiyonu
call option
satın alma opsiyonu
put opinion
satın alma opsiyonu istemek
to call an option Verb
satın alma opsiyonunu kullanma
exercise of an option to purchase
satın alma planlama
purchase planning
satın alma psikolojisi
buying psychology
satın alma şartları
buying conditions Noun
satın alma şartları
purchase terms Noun
satın alma sıklığı
purchasing frequency
satın alma sorumluluğu
purchasing responsibility
satın alma sözleşmesi
purchase deed
satın alma sözleşmesi
bill of emption
satın alma sözleşmesi
purchase contract
satın alma sözleşmesi
contract for purchase
satın alma şubesi
purchasing department Noun
satın alma tavsiyesi
buy recommendation
satın alma teklifi
offer of purchase
satın alma teklifi
purchase proposition
satın alma teklifinde bulunmak
to profess to purchase Verb
satın alma tercihli kiralama
lease with the option to buy
satın alma teşviki
buying incentive
satın alma yeri
place of purchase
satın alma yeri
buying location
satın alma zirvesi
buying climax
satın alma zorunluğu
obligation to buy
satın almacı
buyer Noun, Cinema
satın almak
to obtain goods Verb
satın almak
to buy at Verb
satın almak
to get Verb
satın almak
to take Verb
satın almak
to pick up Verb
satın almak
to purchase Verb
satın almak
to buy Verb
satın almak
to acquire Verb
satın almak
to stand Verb
satın almak için sıkıştırma
pressure to buy
satın almaya davet etmek
to be an invitation to buy Verb
satın almaya niyetli
inclined to buy
satın almaya niyetli müşteri
intending buyer
satın almaya teşvik
inducement to buy
açık artırmada satın alış
purchase in auction
arazi satın alma opsiyonu
option to purchase land
askeri teçhizat satın alımı
military purchases
banka satın alış kuru
banker's buying rate
başabaştan yukarı satın almak
to buy at a premium Verb
bir satın alımdan vazgeçmek
to withdraw from a purchase Verb
bir satın alımı onaylamak
to okay a purchase Verb
bir satın alıştan vazgeçmek
to repudiate a purchase Verb
bir tanığı satın almak
to buy a witness Verb
bütün stoku satın almak
to buys up one's stock Verb
ciddi satın alıcı
earnest buyer
çok satın almak
to overbuoy Verb
devlet satın alması
government procurement
devlet tahvilleri satın almak
to buy funds Verb
ev satın alımı
house purchase
fazla miktarda satın almak
to overpurchase Verb
geri satın alma fiyatı
buy-back price
geri satın alma hakkı
power of redemption
geri satın alma sözleşmesi
repurchase agreement
geri satın alma zorunluğu
obligation to repurchase
geri satın almak
to redeem by purchase Verb
gümrükten satın alınmış
bought in bond
hazır giysi satın almak
to buy a suit off the rack Verb
hesaba mahsuben satın alma
buy on account
ilk elden satın almak
to purchase at first hand Verb
ısmarlama satın almak
to buy to measure Verb
istif amacıyla satın almak
to panic buying Verb
iyi niyetli satın alış
innocent purchase
kredili satın alma
credit purchase
krediyle satın almak
to buy on trust Verb
mal satın alma kurulu
merchandise committee
mal satın alma planı
merchandise scheme
mal satın alma planı
merchandise plan (ning)
malzeme satın alma
material purchases
muhayyer satın alma
memorandum buying
muhayyer satın almak
to buy on trial Verb
önce satın alma hakkı
right of preemption
önce satın alma hakkı
right of anticipation
önceden satın alınmış bilet
advanced-purchased ticket
öncelikli satın alma hakkı
pre emptive right
ortak satın alış
joint purchasing
ortak satın alma ofisi
associated buying office
otomobil satın alma
car purchase
pahalıya satın almak
to give a long fas Verb
pahalıya satın almak
to overbuoy Verb
parça parça satın almak
to buy only piecemeal Verb
parça satın almak
to buy only piecemeal Verb
peşin parayla satın almak
to buy for ready money Verb
peşin satın alınmış
bought for cash
peşin satın almak
to buy on a spot basis Verb
peşin satın almak
to buy for cash Verb
potansiyel satın alıcı
prospective buyer
sanat işleri satın alıcısı
art buyer
şartlı satın alım
executory purchase
şirket arabaları satın alıcısı
fleet buyer
şirket arabaları satın alma
fleet buying
taksitle satın almak
to buy on hire purchase Verb
tanığı satın almak
to buy a witness Verb
tanık satın almak
to buy witness Verb
tek elden satın alma
centralized purchase
tek satın alıcı
sole buyer
tekrar satın alma
redemption Noun, Economics
teminatı geri satın almak
to redeem a security Verb
toplu satın alma indirimi
bulk rate
toptan satın alan
buyer up
toptan satın alıcı
bulk buyer
toptan satın alıcı
wholesale buyer
toptan satın alış
wholesale purchase
toptan satın alma
(Lat.) per aversionem
toptan satın alma
bulk buying
toptan satın almak
to purchase wholesale Verb
toptan satın almak
to bulk-buying Verb
toptan satın almak
to buy in the lamp Verb
toptan satın almak
to buy in bulk Verb
tüketici satın alma gücü
consumer buying power
tüketici satın alması
consumer buying
ucuza satın almak
to buy at last Verb
vadeli satın alma
purchase on term
vadeli satın alma
(US) to purchase for future delivery
veresiye satın alınan mülk
future acquired property
veresiye satın alma
buying on credit
veresiye satın almak
to buy on the sleeve Verb
veresiye satın almak
to purchase on account Verb
veresiye satın almak
to run up an account Verb
yabancı satın alıcı
oversea buyer
yatırımı satın alan müşteri
certificate buyer
yeni mobilyalar satın almak
to invest in a new suite of furniture Verb
yeniden satın alma anlaşması
repurchase agreement
yeniden satın almak
to repurchase Verb
yüksek fiyata satın alma
purchasing high
Turkish-English phrases from Zargan's own database