scant

  1. Adjective kıt, az.
  2. Adjective yetersiz, kifayetsiz.
    paid scant attention to what was said: Söylenene pek dikkat etmedi.
  3. Adjective kıtı kıtına, ucu ucuna, ancak.
    a scant teaspoonful: kıtı kıtına bir çay kaşığı dolusu.
    a scant
    half hour: ancak yarım saat.
  4. Adverb kıtı kıtına, yetersizce, pek kıt bir şekilde.
  5. Transitive Verb : birçok okul kitaplarında ihmal edilen bir konu.
yetersiz tahsisat
kıtlık, yetersizlik, darlık.

scant of breath
: nefes darlığı.
para kıtlığı
birine soluk alacak az zaman bırakmak Verb
birine az boş zaman bırakmak Verb
arz kıtlığı