Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
scramble
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Verb
sürünerek gitmek, dört elle ilerlemek, (ellerle yere tutunarak) tırmanmak.
I scrambled up the rock
for a better look at the sea.
Verb
birşeyi elde etmek için çabalamak/başkalarıyla mücadele etmek/didişmek.
Verb
alelacele hareket etmek/gitmek.
Verb, Military
düşman uçaklarının yolunu kesmek için acele havalanmak.
Verb
acele/üstünkörü derleyip toplamak.
Verb
birbirine karıştırmak, karmakarışık yapmak.
Verb
acele ettirmek,
argo
iki ayağını bir pabuca sokmak.
Verb
yumurtayı çırparak yağda pişirmek.
Verb
(radyo/telefon haberleşmesini) karmalamak, frekans değiştirerek başkalarının anlamasını önlemek.
Noun
sürünerek gitme, dört elle ilerleme, (ellerle yere tutunarak) tırmanma, tırmanış.
It's quite a scramble
to get the top of the hill.
Noun
çabalama, mücadele etme, didişme, koşuşma, kapışma.
a scramble for the best seats.
Noun
acele, telâş.
Noun, Military
düşman uçaklarının yolunu kesmek için acele havalanma.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
scramble to one's feet
ayakları üstüne dikilmek
be taken away in a wild scramble
kapışılmak
Verb
scramble for
kapışmak
Verb
scramble for
bir şey peşinde olmak
Verb
scramble for money
para için boğuşmak
Verb
scramble for office
mevki avı
scramble for the best seats
iyi yer kapmak için itişip kakışma
scramble for wealth
servet peşinde koşma
scramble for wealth
servet peşinde koşmak
Verb
scramble madly to buy or obtain
kapış kapış kapışmak
Verb
scramble on stocks
hisse senetlerine hücum
scramble up money
para toparlamak
Verb
scramble up money
para toplamak
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.