seam

  1. Verb, Textile Industry dikmek
  2. Noun, Textile Industry dikiş
  3. Noun dikiş yeri/çizgisi.
  4. Noun dikiş.
  5. Noun bağlantı/bitişme yeri.
  6. Noun kırışık, yara izi, çizgi.
  7. Noun maden damarı.
  8. Noun, Medicine dikiş, derz.
  9. Verb (yara) iz bırakmak.
  10. Verb kırış(tır)mak, kırış kırış olmak, çiz(il)mek.
    Pain had seamed his face: Istıraptan yüzü kırış kırış olmuştu.
  11. Verb ters ilmekle örgü örmek.
  12. Verb çatlamak, yarılmak, oyulmak, çizgi çizgi olmak.
    a walley seamed by/with small streams of water.
Fransız simi, kumaşın her iki tarafına dikilen sim.
sökük
söküntü