set of

English Turkish Phrases

set of accounts
defter tutma sistemi
set of articles
bir mal dizisi
set of books
kitap serisi
set of breakfast dishes
kahvaltı takımı
set of circumstances
şartlar silsilesi
set of contradictions
çelişkiler dizisi
set of crooks
dolandırıcı çetesi
set of demands
bir takım talepler Noun
set of furniture
mobilya takımı
set of houses
evler grubu
set of numbers
sayı dizisi
set of patterns
örnek koleksiyonu
set of public opinion
kamuoyunun eğilimi
set of pulley
palanga
set of rooms
daire
set of rooms
takım odalar Noun
set of shelves
etajer
set of stamps
pul dizisi
set of the tie
kamuoyu eğilimi
set of thieves
hırsız çetesi
set of things
takım
set of tools
alet takımı
set of tools
avadanlık
set off a portion of an estate
bir mirasın bir kısmını geri almak Verb
fit a new set of tyres on a car
arabaya dört yeni lastik takmak Verb
full set of bills of lading
tam takım konşimento
issue a bill in a set of three
bir senedi üç takım halinde hazırlamak Verb
precis of a set of documents
birtakım belgenin özeti Noun
right of set off
takas hakkı
(bill of lading) full set
tam takım konşimento
articles of set
(İskoçya) kira
articles of set
icar mukavelesi
of set purpose
bile bile, isteyerek, kasten, mahsus, taammüden.
of the smart set
monden
person who has set up a display of things to sell
sergici
set a high standard of business morality
yüksek iş ahlakı standardı tespit etmek Verb
set a period of time
bir vade saptamak Verb
set a tenth of one's salary each month
her ay maaşının onda birini bir kenara koymak Verb
set against an amount of money against tax
bir meblağı (masrafı) vergiden düşmek Verb
set apart so much out of one's savings
tasarrufundan belli bir miktarını ayırmak Verb
set aside a part of one's income
gelirinin bir bölümünü ayırmak Verb
set aside part of one's income
gelir inin bir kısmını bir tarafa koymak Verb
set aside part of one's income
gelirinin bir kısmını bir tarafa koymak Verb
set down someone at the corner of the street
birini caddenin köşesinde yere indirmek Verb
set fire to a place using a bundle of oily rags
kundaklamak Verb
set form of an oath
hazır yemin formu
set form of an oath
bir yeminin belirlenmiş biçimi Noun
set oneself to finish a job by the end of the month
bir işi ay sonundan önce bitirmeyi kafasına koymak Verb
set the price of a house
bir evin satış fiyatını tespit etmek Verb
set the tone of ...
...'in havasını belirlemek Verb
set up a committee of inquiry
bir soruşturma kurulu kurmak Verb
set up a court of inquiry
bir araştırma kurulu oluşturmak Verb
set up a reign of terrors
terör egemenliği yaratmak Verb
set up breach of contract
sözleşmenin ihlal edildiğini ileri sürmek Verb
set up the statute of limitations
zamanaşımı kanununa itiraz etmek Verb
with every stitch of canvas set
bütün yelkenleri fora.
English-Turkish phrases from Zargan's own database