set-off

  1. Noun, Law takas
  2. Verb mahsup etmek
  3. diş
  4. denkleme
  5. çıkıntı
  6. (n)
  7. muvazene
  8. rölyef
  9. Verb karşılık olarak koymak
karşılık. Noun
takas, mahsup, borca karşı tutulan borç. Noun, Law
çıkıntı. Noun, Architecture
süs, tezyinat. Noun
mahsup dönemi
...'e mahsuben
hasar gören malların tazminatı olarak
takas işlemi mektubu
mahsup mektubu
(a) ateşlemek, fitillemek, patlatmak, infilâk ettirmek.
The bomb could be set off by slightest touch.
(b) belirginleştirmek, güzelleştirmek, göze çarpar hale getirmek, tebarüz ettirmek.
The black cloth sets off the jewels. (c) seyahata/yola çıkmak, boylamak.
to set off on a trip across Europe. (d) (ânî bir işe) başlatmak, sebep olmak.
This answer set them off laughing: Bu cevap onları güldürdü.
The discovery of gold in California set off a rush to there. (e) (sözcükleri birbirinden) ayırmak.
a sentence set off in/by commas.
bakkal kâğıdı