settlement

  1. Noun, Competition Law uzlaşma
  2. Noun, Construction oturma, tasman
  3. Noun yerleşim yeri
  4. Noun yerleşim alanı
  5. Noun yerleşim birimi
  6. Noun yerleşme, oturma, ikamet.
  7. Noun yerleştirme, iskân (etme).
  8. Noun uyuşma, anlaşma, kararlaştırma, halletme.
  9. Noun ödeme, hesap görme, hesaplaşma.
    a settlement of his tax bill.
  10. Noun (temel, duvar vb.) oturma, hafif çökme.
  11. Noun işe yerleş(tir)me.
  12. Noun yeni iskân edilmiş yer.
    settlement house: şehrin fakir semtinde kurulan yardım yurdu.
  13. Noun küçük köy, yerleşme alanı.
    a few settlements on the edge of the desert.
  14. Noun dibe çökme, durulma.
    allow the wine time for settlement .
  15. Noun ev, konut, mesken.
  16. Noun, Law (a) irat bağlama.
    He made a settlement on his daughter when she married. (b) mahkemede varılan
    anlaşma/karar.
    a settlement of a law case.
uyuşmazlıkların barışçıl çözümü Noun, Law
alacaklıları ile hesaplaşma
nihai (kesin) hesap
nihai hesap
anlaşmazlığın sulh yoluyla halli
dostâne çözüm Noun, Law
dostça varılan anlaşma veya mukavele
yıllık hesap çıkarma
evlilik öncesi akdedilen sözleşme
evlilikten önce yapılan anlaşma
hakem ile çözümleme
hakem ile çözme
anlaşma sağlamak Verb
uzlaşma sağlamak Verb
temel maaş ödemesi
(Br) vadeli satmak Verb
kasa durumu
birinci sınıf senetlerin borsa işlerinde uygulanan ödeme yöntemi
nakit tablosu Noun
hasar tazminatının ödenmesi
hasar tesviyesi
uzlaşma anlaşması (alacaklının borçluyu , kendine borçlu olduğu miktardan daha azını ödeyerek borcundan
kurtulma koşulunu kabule yanaştıran anlaşma
sorunun uzlaşma yoluyla halli
zorunlu uzlaşma
sözleşme yapma
ceza sömürgesi
mahkemece uzlaştırılma
mahkeme ce uzlaştırılma
günlük takas işlemleri Noun
tasfiye günü
tesis senedi
tazminat sözleşmesi
sulhnâme Noun, Law
dağınık yerleşim
uyuşmazlığı çözümleme
döviz hesaplaşması
mahkeme dışı halletme
aile üyeleri arasında aile mallarının ya da mirasın bölüştürülmesi konusunda yapılan anlaşma
aile mal ortaklığı
zoraki iskan Noun, Politics-Intl. Relations
mecburi iskan Noun, Politics-Intl. Relations
dostane çözüm Noun, Law
götürü ödeme
brüt takas Noun, Banking
bir hal çaresi bulmuş olmak Verb
bankalararası net hesaplaşma
tasfiye anlaşması
işçi mahallesi Noun
makul şartlar
hasar tazminatı
hasar tazmini
defaten ödeme
götürü ödeme
evlenirken gelir tahsisi.
evlilik sözleşmesi
bir anlaşma için araya girmek Verb
aylık ödeme
aylık hesap kapatma
karşılıklı cari hesaplaşma
arzuya bağlı ödeme tarzı
vadeli borsa muamelesi emri
mahkeme dışı uzlaşma
eksiksiz ödeme
maaş ödeme
barış anlaşması
barış tesisi
ceza sömürgesi
emeklilik anlaşması
emekli maaşı bağlanması
dönemsel borç tasviyesi
periyodik hesaplaşma
uzlaşma planı
nikâh akdinden sonra yapılan anlaşma
vadeli işlemler fiyatı
(borsa) vadeli işlemler fiyatı
dostça halletme
mahkeme dışı uzlaşma
uzlaşma (konkordato) teklifi
uzlaşma (konkordato şartları) ortaya koymak Verb
(Br) vadeli alım
üç aylık ödeme
uluslararası yerleşme
tazminat oranı
bir anlaşmaya varmak Verb
bir uzlaşmaya varmak Verb
iskân mahallesi
bahçeli evler
yerleşme hakkı
vadeli satış
(borsa , Br) vadeli satış
aynı gün ödeme
aynı gün ödeme
dağınık yerleşim
çeki takas için göndermek Verb
çeki takas için göndermek Verb
grevi sona erdirmek için anlaşma
uzlaşma şartları Noun
vadeli satın alma
bir anlaşmaya vararak
ticaret sömürgesi
ticari sömürge
borsada yapılan vadeli işlem
(Br) borsada yapılan vadeli işlem
ücret anlaşması
işçi sömürgesi
yıllık hesaplaşma
tasfiye hesabı
hesap kapatma davası Noun
tazminat sözleşmesi
hesap ödeme anlaşması
sulhname Noun, Law
yerleşme bölgesi
(borsa) vadeli muamele
hakem yoluyla halletme
vakıf sermayesi
takas odasında bankalar arası işlem sonuçlarını gösteren belge
(US) hesap memuru
ödeme günü
tasfiye günü (borsada , hisse senedi alımı yapanın bedelini ödemesi , satımı yapanın da sertifikaları teslim etmesi gereken gün
tasfiye günü
hesap günü
vakıf senedi
(Br) menkul değerler likidasyon bürosu Noun
menkul kıymetler likidasyon bürosu Noun
peşin ödeme tenzilatı
hayır kuruluşu
nakit ödeme
peşin ödeme
tamamıyla ödeme
bir vakıftan gelen gelir
(borsa) vadeli muamele piyasası
bir vakfın bağışı
bir talebin yerine getirilmesi
bir ihtilafın halli
bir tarihin saptanması
çatışma halli
bir ihtilafın halli
bir zararın tazmini
hesap kesişmesi
bir meselenin halli Noun
bir faturanın ödenmesi
avaryanın tespiti
hasarın ödenmesi
ihtilafların halli Law
mirasın halli
ödeme yapma
ödeme için onay verme
uzlaşma teklifi
tasfiye bürosu Noun
mahkeme dışı halletme
yerleşme düzeni
takas yapma
mahsup etme
bir şeyin bir şeyle muhasebesini yapma
borsadaki hesap dönemi
yerleşme politikası Noun
iskan politikası Noun, Politics-Intl. Relations
(borsa) vadeli muamele fiyatı
uzun vadeli kur
iskan projesi
yerleşme planı
aile malları Noun
uzlaşma teklifi
tasfiye hakkı
yerleşmenin yapısı
ödeme şartları Noun
(iflas) likidasyon şartları Noun
yerleşme türü
ödeme tebliği
hayır kuruluşunda çalışan kimse
likidasyon şartları Noun
avan yerleşim projesi
biriyle bir anlaşmaya varmak Verb
yurtiçi takas ve hesaplaşma sistemi
taleplerin tamamıyla ödenmesi
hesap görürken
yerleşme programı
yük oturma davranışı Noun, Construction
birine vasiyetname düzenlemek Verb
biriyle hesaplaşmak Verb
hesabın kısmen tasfiyesi
ivazsız olarak mülk devir ve ferağı