shelter

  1. Noun, Law barınak
  2. Noun barınma yeri
  3. Noun barınacak yer
  4. Noun barınma merkezi
  5. Noun sığınak, barınak, korunak, melce.
    Our need for food, clothing and shelter.
    to take shelter:
    sığınmak.
    He took shelter in a nearby barn.
  6. Noun sığınma, korunma, emniyette bulunma.
  7. Noun siper, mahfuz yer.
    bus shelter: (otobüs) kapalı durak.
  8. Noun koru(n)ma, muhafaza.
  9. Noun koruyucu, koruyan kimse.
  10. Verb sığın(dır)mak, barın(dır)mak, koru(n)mak, iltica etmek.
    to shelter a plant from direct sunlight. In
    the rain people were sheltering in the doorways of the shops.
  11. Verb muhafaza/himaye etmek, himayesi altına almak.
az verim getiren
hava baskınına karşı sığınak
sığınak
hava baskınına karşı sığınak
hayvan barınağı Noun
bombardımana karşı sığınak
sığınak. Noun
otobüs bekleme yeri
kapalı otobüs durağı
özel sığınak
(hava baskınında) sığınağa girmek Verb
enflasyona karşı korunma
gece barınağı
sığınacak yer aramak Verb
sığınmak Verb
barınmak Verb
siperlenmek Verb
iltica etmek Verb
gelir vergisi indirimi için başvurulan çare
vergi sığınağı
kapalı tramvay durağı
siper sığınağı, siper içinde yapılan sığınak.
kadın sığınmaevi
kadın sığınma evi Noun
kışlak
bombardımana karşı sığınak
barındırmak Verb
2 kişilik (askerî) korunma çadırı.
bir kaçağı saklamak Verb
birini barındırmak Verb
gece kalmak için kendine bir yer ayarlamak Verb
büyük sanayicilerin desteğini istemek Verb
barınmak Verb