slight

  1. Adjective pek az, cüz'i, azıcık, biraz.
    a slight increase: cüz'î bir artış.
    a slight improvement:
    pek az gelişme/ilerleme. with
    a slight German accent: hafif bir Alman şivesiyle.
    after a slight hesitation: biraz tereddütten sonra.
  2. Adjective önemsiz, ehemmiyetsiz.
    a slight cut.
  3. Adjective ince, zayıf, çelimsiz, narin.
    The wind seemed about to lift her slight body.
  4. Adjective hafif, yeğni, yeğnik.
  5. küçümseme(k), tepeden bakma(k), aşağı/hakir/hor görme(k).
  6. yüz vermeme(k), hatırını kırma(k), hakaret etme(k).
  7. görmemezlikten gelme(k), aldırış etmeme(k).
  8. önemsememe(k), dikkatsizce yapma(k), baştan savma(k).
    Students with spring fever slight their studies.
bir konuğu önemsememek Verb
eksik ihtimam
hafif soğukalgınlığı
hafif hasar
(borsa) fiyatların düşme eğilimi göstermesi
hafif azalma
önemsiz hata
hafif düşme
önemsiz hata
ufak hata
hafif don
hafif artış
hafif yara
hafif tahkikat
küçük yanlış
hafif hata
kımıldama
kıpırtı
kımıldanma
kımıltı
basit ihmal
(US) hafif ihmal veya kusur
hafif ihmal veya kusur
hafif ceza
küçük bir kâr
küçük bir kâr
rahatsızlık
hafif sapma
çırpıntı
göz aşinalığı
ufak bir delil ile birini mahkûm etmek Verb
birini küçük delil ile mahkûm etmek Verb
biraz değiştirmek Verb
birine taş atmak Verb
biraz hasta olmak Verb
düşmandan gizlenmek için küçük bir çukura girmek Verb
(borsa hisse senedi fiyatları) hafif düşmek Verb
(askerlik) küçük bir başarısızlığa uğramak Verb
en ufak bir şeyden nem kapmak Verb
kurların hafif düşmesi