something of

  1. oldukça
bir şeyi isteyerek yapmak Verb
bir şeyi kendi irade gücü ile yapmak Verb
bir şeyi kendi kazanmak Verb
(a) izam etmek, büyütmek, pireyi deve yapmak, önemli imiş gibi göstermek. (b) bahane edip kavga çıkarmak.
onun/bunun gibi bir şey, ona/buna benzer bir şey, öyle bir şey.
fiyatta indirim yapmak Verb
birinden birşey dilemek Verb
birinden birşey talep etmek Verb
birinden birşey istemek Verb
birinden birşey rica etmek Verb
birinden birşey talep etmek Verb
birinden birşey talebinde bulunmak Verb
birinden birşey istemek Verb
hayatta bir yere gelmek Verb
başarılı olmak Verb
hayatta başarıya ulaşmak Verb
birşeyden zevk almaya başlamak Verb
birşeye düşkünlük geliştirmek Verb
birşeyden hoşlanmaya başlamak Verb
izin vermek Verb
olanak vermek Verb
mümkün kılmak Verb
imkân tanımak Verb
birini birşey konusunda bilgilendirmek Verb
birine birşeyi haber vermek Verb
birine birşeyi bildirmek Verb
birini birşeyden haberdar etmek Verb
birşeye olanak tanımak Verb
birşeye olanak vermek Verb
birşeye imkân tanımak Verb
birşeye imkân vermek Verb
birinin birşey yapmasını uygun bulmak Verb
birinin birşeyi yapmasını onaylamak Verb
birinin birşey yapmasını uygun görmek Verb
birinin birşey yapmasını münasip bulmak Verb
birinin birşey yapmasını tasvip etmek Verb
birşeyi uygun görmek Verb
birini tasvip etmek Verb
birini onaylamak Verb
birşeyi uygun bulmak Verb
birşeyi tasvip etmek Verb
birini münasip görmek Verb
birşeyi münasip bulmak Verb
birşeyi onaylamak Verb
birini kabul etmek Verb
birşeyin etkisini ölçüp biçmek Verb
birşeyin etkisini değerlendirmek Verb
birşeyin bir araya gelmesinden oluşmak Verb
birşeyi bir araya getirmek Verb
birşeyi içermek Verb
birşeyi kapsamak Verb
birşeyden oluşmak Verb
birşeyi yapmaya çok arzu duymak Verb
birşeyi yapmaya çok istekli olmak Verb
birşeyi çok arzu etmek Verb
birşeyi çok istemek Verb
birşeyi kıskanmak Verb
birşeyden yapılmış olmak Verb
birşeyden üretilmiş olmak Verb
birşeyden imal edilmiş olmak Verb
birşeyden imal edilmiş olmak Verb
birşeyden üretilmiş olmak Verb
birşeyden yapılmış olmak Verb
birşeyi çağrıştırmak Verb
birşeyden şüphe etmek Verb
birşeyden kuşku duymak Verb
birşeyin farkına varmak Verb
birini bir alışkanlıktan kurtarmak Verb
birini birşeyden kurtarmak Verb
birşey sonucunda ortaya çıkmak Verb
birşeyin sonucu olmak Verb
birşey sonucunda meydana gelmek Verb
birşeye sonuç teşkil etmek Verb
birşeyden sonuç olarak çıkmak Verb
birşeyi atlatmak Verb
birşeyin sonucunda ortaya çıkmak Verb
birşeyin sonucu olmak Verb
birşeyden kurtulmak Verb
birşeyden çıkmak Verb
bir şeyin bir şeye uygunluğu
tümüyle birşeyden meydana gelmek Verb
tümüyle birşeyden oluşmak Verb
tamamen birşeyden oluşmak Verb
tamamen birşeyden meydana gelmek Verb
aslen birşeyden meydana gelmek Verb
aslen birşeyden oluşmak Verb
büyük ölçüde birşeyden meydana gelmek Verb
büyük ölçüde birşeyden oluşmak Verb
birşeyden oluşmak Verb
birşeyden meydana gelmek Verb
birşeyi içermek Verb
sadece birşeyden meydana gelmek Verb
sadece birşeyden oluşmak Verb
birini birşeye ikna etmek Verb
birini birşeye inandırmak Verb
birinin birşeyden emin olmasını sağlamak Verb
birşeyin varlığını inkâr etmek Verb
birşeyin varlığını reddetmek Verb
birşeyin varlığını yadsımak Verb
birini saf dışı etmek Verb
birini ekarte etmek Verb
birini devre dışı bırakmak Verb
birini birşeyin dışında bırakmak Verb
ailesinin hatırı için bir şey yapmak Verb
bir şeyi iş saatleri dışında yapmak Verb
bir şeyi zor durumda kaldığında yapmak Verb
birşeyden yola çıkmak Verb
birşeye dayanmak Verb
birşeyden çıkarak gelişmek Verb
birşeyi birinin ağzından zorla almak Verb
birşeyi anlamak Verb
birşeyi öğrenmek Verb
birşeyi durdurmak Verb
birşeyden yakayı sıyırmak Verb
birşeyden sıyrılmak Verb
birşeyi bırakmak Verb
birşeyden yırtmak Verb
birşeyden kurtulmak Verb
koparmak Verb
birinden bir bilgi koparmak Verb
birinden birşeyi almak Verb
birinden birşeyi koparmak Verb
birşeyden kazançlı çıkmak Verb
birşeyden zevk almak Verb
birşeyden yarar sağlamak Verb
birşeyden yararlı bilgiler edinmek Verb
birşeyden fayda sağlamak Verb
birşeyden faydalı bilgiler edinmek Verb
birşeyden feragat etmek Verb
birşeyi karşılıksız vermek Verb
bir şeyi parmaklarında oynatabilmek Verb
bir şey dilinin ucunda olmak Verb
bir şeyi gümrüksüz ithal etmek Verb
birini birşeyin dışında tutmak Verb
bir şeyi hesaba katmamak
bir şeyi gözden kaçırmak
birşeyi bırakmak Verb
(bir şeyi) kesinleştirmek, temin etmek, teminat altına almak, garanti etmek, hakkından emin olmak, araştırmak.
karmakarışık etmek.
birinden birşeyi zorla almak Verb
birinden birşeyi koparmak Verb
işlemez hale getirmek Verb, Military
bir şeyi bozmak Verb
etkisiz hale getirmek Verb, Military
bir şeyi tedavülden çekmek Verb
unut(tur)mak, aklından çıkarmak.
bir şeyi kafasından atmak Verb
bir şeyi birinin ulaşamayacağı yere koymak Verb
bir sayının üssünü almak Verb, Mathematics
bir sayıyı bir sayının kuvvetine yükseltmek Verb, Mathematics
bir şeyi usulsüz saymak Verb
birşeyi son kez görmek Verb
birşeyle alakası kalmamak Verb
birşeyi bir daha görmeyecek olmak Verb
birşeyle işi bitmek Verb
birşeyle ilişkisini kesmek Verb
birşeyden kurtulmak Verb
birşeyle suçlanmak Verb, Law
birşeyden dolayı yargılanmak Verb, Law
kenara çekilmek Verb
birşeye yaklaşmamak Verb
birşeyden uzak durmak Verb
bir yeri boşaltmak Verb
birşeye karışmamak Verb
birşeyin dışında kalmak Verb
birşeyden uzak durmak Verb
birşeyin sonuçlarına katlanmak Verb
birşeyin sayısını artırmak Verb
birşeyi büyütmek Verb
birşeyin saflarını sıklaştırmak Verb
birşeyi dikkate almak Verb
birşeyi göz önüne almak Verb
birşeyi gözönünde bulundurmak Verb
birşeyi düşünmek Verb
birşeyi nazar-ı itibara almak Verb
birşeyi gözönünde tutmak Verb
birşeyi hesaba katmak Verb
bir şeyi rehinden çıkarmak Verb
birşeyi devralmak Verb
birşeyi anlatmak Verb
birşeyden bahsetmek Verb
birşeyin önemli olmadığını düşünmek Verb
birşeye önem vermemek Verb
birşeyi önemsememek Verb
birşeyi önemsiz görmek Verb
birinin birşey olduğunu düşünmek Verb
birini birşey olarak görmek Verb
bir şeyin zayıf noktası.
to put one's finger on a weak spot: bir şeyin en zayıf noktasını bulmak.
birşeyin lehine olmak Verb
birşeyin lehine işlemek Verb