sparing

  1. Adjective idareli, tedbirli, ihtiyatlı.
    be sparing with: tutumlu olmak, azar azar/tasarrufla kullanmak/harcamak.

    be sparing with money.
  2. Adjective merhametli, vicdanlı.
  3. Adjective kısıtlı, mahdut, dar.
  4. Adjective kıt, seyrek, az bulunur.
ekonomik, tutum/tasarruf sağlayıcı.
sparing use of sth.: bir şeyin tasarrufla kullanılması/israf
edilmemesi.
He is sparing of praise: Kolay kolay övmez.