standstill

  1. Military duraklama
  2. durgunluk, durma, hareketsizlik, işlemezlik.
    The traffic had come to a standstill: Trafik tamamen durdu.
  3. tatil, paydos, işin durması.
  4. durgun, durmuş, hareketsiz, âtıl.
durmak, durgun/hareketsiz olmak, kesilmek, inkıtaa uğramak.
The negotiations are at a standstill:
Müzakereler kesildi/inkıtaa uğradı.
kösteklemek Verb
durgun hale getirmek Verb
durdurmak Verb
durmak Verb
inkıtaa uğramak Verb
yerinde saymak Verb
kalmak Verb
ücret ve fiyatların sabit hale gelmesi
şirket tarafından şimdilik başka bir teklifin dikkate alınmayacağı konusunda yapılan anlaşma
çalışmalarıyla ilgili gizli bilgiler karşılığında bir şirketin başka bir şirketi ele geçirmeyeceği ya
da hisselerini satın almayacağı konusunda anlaşm
moratoryum (bir ülkenin diğerine borcunu ödeyemediği ve sürenin belirli bir tarihe kadar uzatıldığı anlaşma
hedef şirketin hisse senetlerini satın almak için fiyat teklifi verildiğinde
moratoryum komisyonu
daimi kurul
temerrüt kurulu
moratoryum kurulu
moratoryum kredisi
moratoryum borçları Noun
moratoryum kararı
kımıldamamak, hareketsiz durmak.