star

  1. yıldız.
    fixed star: sabit yıldız.
    falling star = shooting star: akan/kayan yıldız, ağma,
    şahap, göktaşı.
    The morning star: sabah yıldızı.
    The evening star: akşam/çoban yıldızı.
    The pole star = the North star: kutup yıldızı
  2. gezegen.
  3. gökcismi.
  4. baht, talih, mukadderat.
    to be born under a lucky star: talihi yaver olmak.
    thank one's (lucky)
    stars: Allaha şükretmek.
    I thank my stars that … : çok şükür ki …
  5. yıldız şekli.
  6. yıldız işareti (*).
  7. ünlü/meşhur/çok başarılı/mükemmel (kişi).
  8. baş oyuncu.
  9. atın alnında beyaz leke.
  10. yıldız(lar)a ait.
  11. yıldızlarla süslemek.
  12. yıldızla işaretlemek.
  13. baş rolü oynamak.
  14. baş rolde göstermek/takdim etmek.
    This movie stars Rock Hudson.
  15. yıldızı parlamak, bahtı yaver gitmek, talihi açılmak.
  16. yıldız yapmak, ün/şöhret kazandırmak.
yıldızına güvenmek Verb
çok yüksek şeyleri hedeflemek Verb
yüksek amaç edinmek Verb
yüksek bir ülküye/ gayeye bağlanmak, yüksek bir ideal peşinde koşmak.
gözü yükseklerde olmak, yüksek emeller/hayaller peşinde koşmak.
Allah'ına şükretmek Verb
yıldızdan yön alma
sepet balığı
(Gorgonocephalidae): uzun, çok dallı kolları olan bir tür deniz yıldızı.
savaşa katılanların taktığı bronz yıldız. Noun
beş bronz yıldıza eşdeğer olan gümüş yıldız. Noun
anası Kadir gecesi doğurmuş olmak Verb
Kadir gecesi doğmuş olmak Verb
çok şanslı olmak Verb
çift yıldız Noun, Astronomy
(a) parlak renkli top top çiçekler açan herhangi bitki: zambakgillerden
Aletris farinosa veya
mürekkep kalımlı bitkilerden
Liatris squarrosa gibi, (b) yıldız çiçeği
(Mentzelia laevicaulis): B ABD'de yetişen ve 6-10 cm çapında sarı çiçekler açan kalımlı bitki.
companion ile ayni anlama gelir. çift-yıldızlardan daha sönük olanı. primary (12 b).
ay yıldız
görünmez yıldız: ışıksız veya çok sönük olup ancak izgesel çözümleme ile, çekim etkisi ile veya güneş
tutulması esnasında meydana çıkarılabilen yıldız.
Noun
Akyıldız, Sirüs: Büyük/Küçük Köpek burcunun en parlak yıldızı. Noun
ikiz yıldız: teleskopsuz bakılınca tek bir yıldız gibi gözüken iki yıldız.
optical double star
ile ayni anlama gelir.binary star
Noun
cüce yıldız: hacim ve kütlesi nisbeten küçük fakat ortalama parlaklıkta yıldız (güneş gibi).
dwarf ile ayni anlama gelir. Noun
akşam yıldızı Noun, Astronomy
kayan yıldız. Noun
kayan yıldız
comatulid Noun
film yıldızı
sinema yıldızı
durağan/sabit yıldız.
dev yıldız, çapı güneşinkinin 10 ilâ 100 katı olan yıldız.
altın yıldız, şehitlik simgesi: bir aile/kurum fertlerinden birinin harpte öldüğünü göstermek üzere bayrağa
konulan altın renkli yıldız.
Noun
edebiyatta ün kazanmış gözde kişi
kutupyıldızı
talih yıldızı
(a) sabah yıldızı, Venüs, (b)
bot. sabah çiçeği
(Mentzelia Lindleyi): Kaliforniyada yetişen
parlak sarı çiçekli bitki.
film yıldızı
film yıldızı
bileşik yıldız: ortak bir çekim merkezi etrafında birleşmiş birkaç yıldız. Noun
nötron yıldızı Noun, Astronomy
Kutup Yıldızı. Noun
Kutup Yıldızı.
kutup yıldızı
gözde film yıldızı
yükselen yıldız
televizyon yıldızı
(başına vurulunca) gözünün önünde yıldızlar uçuşmak/şimşekler çakmak.
çuhaçiçeği
(Dodecotheon meadia): K. Amerikada yetişen ve parlak çiçekler açan bir ot.
(a) göktaşı, meteor, (b)
American cowslip ile ayni anlama gelir. Amerika çuhaçiçeği
(Dodecatheon
meadia). Parlak beyaz, kırmızı, pembe çiçekler açan kalımlı bir bitki.
devyıldız: çapı güneşinkinin en az 100 katı olan çok parlak yıldız:
Betelgeuse, Antares gibi. Noun
şanssızlık getiren yıldız
çok iyi satış yapan satış mümessili
yıldız anten
yıldız anason Noun, Food-Kitchen
yıldız anason Noun, Food-Kitchen
yıldız elma
(Chrysophilum Cainito): Antillerde yetişen ve meyvesinin kesiti yıldız biçiminde olan bir ağaç.
eskiden İngilterede yetkisi sınırsız engizisyon mahkemesi: 1641'de lağvolunmuştur.
keyfî ve zalimane hareket eden herhangi bir mahkeme.
tutuk yargı (hükümdarın adliye işlerine müdahalesi
talihsiz
şanssız
yıldız tozu, gözle farkedilemeyen ve ancak toz bulutu gibi görünen çok uzak yıldızlar kümesi. Noun
karasevda, malihülya, saflık, tutkunluk.
There was star dust in her eyes. Noun
baş film
yıldız otu
(Hypoxis hirsuta): zambak familyasından yıldız biçiminde çicek açan bir ot. Noun
yeni bir filmin oyuncusu
yıldız haritası Noun
gök haritası Noun
yıldız ağ Information Technology
Süleyman'ın mührü, Musevilerin altı köşeli yıldızı.
Magen David, Mogen David, Shield of David ile ayni anlama gelir. Noun
birinci sınıf oyuncuların oynadığı temsil
parlak temsil
başta giden hisse senetleri Noun
istavroz dişlisi
baş kamu şahidi
en yüksek kalite
müteahhitlerce taşınan posta yolu. Noun
yıldızlı gökyakut. Noun
ışık mermisi: geceleri hedefleri aydınlatmakta kullanılan top mermisi. Noun
ABD'nin bayrağı
ABD'nin milli marşı
yıldızlarla kaplı
yıldız savaşları Noun
Yıldız Savaşları Bölüm I: Gizli Tehlike Proper Name, Cinema
Yıldız Savaşları Bölüm IV: Yeni Bir Umut Proper Name, Cinema
Star Wars: Klon Savaşları Proper Name, Cinema
yıldız/halka ağ Information Technology
oyuncu rol dağıtımı
Çin yıldız anasonu Noun, Food-Kitchen
beş yıldızlı otel
birinci sınıf olarak sınıflandırılmak Verb
Teksas (takma ad). Noun
Gümüş Yıldız madalyası.
  1. Noun celebrity
Star Wars: The Clone Wars Proper Name, Cinema

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Sinema veya müzikhol yıldızı