Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
steep
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
dik, sarp, yalçın.
a steep climb
: dik yokuş.
steep shore
: sarp kıyı.
cliff that falls
steep into the sea: denize dimdik inen uçurum.
(a) (fiyat vb.) aşırı, çok yüksek, fahiş.
steep price
: aşırı/fahiş fiyat. (b) abartmalı, mübalâğalı,
inanılması güç.
steep story
: inanılmaz hikâye.
That's a bit steep
!
k.d.
Bu kadarı da biraz fazla!
dik yokuş, uçurum.
demleme(k), demlen(dir)me(k).
The tea is steeping.
doldurma(k), içine işletme(k), bürüme(k), boğma(k).
an incident steeped in mystery
: esrara bürünmüş
bir olay.
steeped in ignorance
: cehalete boğulmuş, kara cahil.
(bir konuya) dalmak, derinleşmek.
steeped in the classics
: klâsikler üzerinde derin bilgi sahibi.
içinde bir şey ıslatılan sıvı/kap.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
(tea) to steep
demlemek
Verb
become steep
diklenmek
Verb
become very steep
sarplaşmak
Verb
get steep
bayırlaşmak
Verb
make something steep
dikleştirmek
Verb
very steep
sarp
steep demand
aşırı talep
steep fall
fiyatların birden aşırı düşmesi
steep price
yüksek fiyat
steep price
fahiş fiyat
steep roof
dik dam
steep story
inanılmayacak hikâye
(ground) steep and broken
engebeli
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.