swell

  1. şiş(ir)mek, kabar(t)mak.
    eyes swollen with tears: ağlamaktan şişmiş gözler.
    swell out:
    dışa doğru şişmek.
    swell up: şişmek, kabarmak.
  2. (deniz vb.) dalgalanmak, kabarmak, taşmak.
    The river is swollen: Nehir taştı.
  3. büyü(t)mek, art(ır)mak, çoğal(t)mak, yüksel(t)mek.
    Hate swelled up within him: Kini gittikçe arttı.

    to swell the crowd: kalabalığı çoğaltmak
  4. göğsü kabarmak, iftihar etmek.
    swell with pride: iftiharla göğsü/koltukları kabarmak.
    Her heart swelled with pride.
  5. kurulmak, çalım satmak.
    to swell with importance = to swell like a turkey: kendine paye vermek,
    hindi gibi kabarmak/kurulmak.
  6. Music gittikçe yükseltmek.
    to swell a musical tone.
  7. (a) şiş(ir)me, kabar(t)ma, kabarış, (b) kabarıklık, yuvarlaklık, dolgunluk.
    the firm swell of her breasts.
  8. dalga.
  9. tümsek yer, bayır, yokuş, meyil.
    swell of the ground: tümsek, tatlı meyil.
  10. (miktarca, kuvvet itbariyle vb.) artış, yükseliş.
  11. Music (a) sesin gittikçe yükselmesi, (b) orgda vb. perdelerin yükselmesini kontrol eden cihaz.
    swell pedal:
    orgda boru mahfazasını açıp kapayan pedal.
  12. heyecan artışı.
  13. züppe, iki dirhem bir çekirdek.
  14. önemli bir kimse.
  15. lüks, zarif, kibar, nazik.
    a swell hotel. a swell person.
  16. en âlâ, fevkalâde, çok güzel.
kabarma yönü
soluğan: fırtına, deprem vb. nedeniyle deniz sularının geniş alanda kabarması. Noun
(Br) züppe
moda düşkünü
şişme payı (sevkıyat sırasında hasar gören mallara karşılık olmak üzere fatura fiyatı üzerinden yapılan indirim
orgda ses perdesi kontrol kutusu. Noun
az miktardaki kredi
(mobilyada) bombelik, kabarıklık, ön cephenin çıkıntılı oluşu. Noun
kıyak adam
(US) esaslı çocuk
kendini beğenmiş kişi
görkemli otel
kibarların kaldığı otel
nüfusun artması
büyük bir siyasi tartışmaya dönüşmek Verb
şişmek Verb
kabarmak Verb
şişirmek Verb
kabartmak Verb
abone sayısını artırmak Verb
birşeyin sayısını artırmak Verb
birşeyi büyütmek Verb
birşeyin saflarını sıklaştırmak Verb
çok hoş zaman
şişmek Verb
öfkeyle dolup taşmak Verb
öfke duymak Verb
öfkesi kabarmak Verb
gururlanmak Verb
gurur duymak Verb
koltukları kabarmak Verb
gururla dolup taşmak Verb
kıyaklık (argo)
şişirmek Verb
birini nefis bir akşam yemeğine götürmek Verb
mücrimler alemi