the book

English-Turkish Translation

  1. Kutsal Kitap, Kitabı Mukaddes.
    to swear on the Book: Kitaba el basmak, Kutsal kitaba el basarak yemin etmek.
  2. (a) yasa, yönetmelik, kural, yönerge, yönetmelik, tüzük, talimat.
    The solution was not according to
    the book, but it served the purpose: Çözüm kurala uymuyordu, lâkin maksada elverdi. (b) telefon rehberi.
    His name is not in the book.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

have one's name on the book
(Br) yazılmak Verb
buy the book
defteri satın al
buy the book
bir borsa simsarına bir menkul kıymetle ilgili tüm hisse senetlerini tüm öteki simsarlardan satışa sunulan
cari fiyatlarla satın alması talimatı
by the book
resmen, kurallara göre, yasalara/törelere uygun olarak.
to go by the book = to stick to the book:
yasadan/yönetmelikten ayrılmamak.
speak by the book: kesin olarak söylemek, yasalara dayanarak konuşmak.
An unimaginative individual who does everything by the book: Körükörüne herşeyi yasalara/kurallara göre yapan kişi.
kiss the book
kitaba el basmak, kutsal kitabı öperek yemin etmek.
one for the book
tam örnek, önemli/fevkalâde olay.
The daring rescue was one for the book: Cesurane kurtarma, örnek sayılacak bir olaydı.
order on the book
deftere kaydedilen siparişler
orders on the book
deftere kaydedilen siparişler Noun
room at the book
arka oda
speak by the book
resmï ve talimat gereğince konuşmak, ezbere konuşmak.
stick to the book
kurala uymak Verb
swear on the book
kutsal kitap üzerine yemin etmek Verb
tear a check (cheque) out of the book
(US) Br defterden bir çek koparmak Verb
throw the book
en ağır cezaya çarptırmak, paylamak, haşlamak.
try every trick in the book
hile dolap ne varsa başvurmak Verb
be in the book line
kitap ticaretiyle uğraşmak Verb
throw the book at
(a) (sanığa bütün suçları için) en ağır cezayı vermek, (b) (çocuğu) şiddetle cezalandırmak.
Say that
again and I'll throw the book at you: Bir daha söylersen ağzını yırtarım.
(book binding) to gather the pages of a book
bir kitabın sayfalarını toplamak Verb
announce the publication of a book
bir kitabın yayımını bildirmek Verb
be in the black book
kara listede olmak Verb
book a ticket in the name of sb
biri adına bir bilet ayırtmak Verb
book seats for the theatre over the telephone
telefonla tiyatroda yer ayırtmak Verb
book the prisoner for theft
mahpusu hırsızlıktan tutuklamak Verb
book the return ticket
dönüş için yer ayırtmak Verb
dish up the contents of a book in another form
bir kitabın içindekileri başka bir şekilde düzenleyip sunmak Verb
displace a book in the library
kitaplıkta bir kitabın yerini değiştirmek Verb
displace a book in the library
kütüphanede bir kitabı yerinden başka bir yere koymak Verb
enter a seaman on the ship's book
bir tayfayı geminin defterine kaydetmek Verb
enter in the minute book
zabıt defterine geçirmek Verb
enter one's name in the visitor's book
adını otelde kalanlar defterine yazmak Verb
enter one's name in the visitor's book
adını ziyaretçiler defterine yazmak Verb
entry in the minute book
zabıt defterine kayıt
gather the pages of a book
(ciltçilik) bir kitabın sayfalarını toplamak Verb
inventory book official in charge of the finances and equipment of a govern
ayniyat defteri ayniyat memuru
mark a book down half the price
bir kitabın fiyatını yarıya indirmek Verb
overrun the contents of a book
bir kitabın içindekileri gözden geçirmek Verb
put a book on the index
bir kitabı yasak kitaplar listesine koymak Verb
put a reference book back on the shelf
bir referans kitabını aldığı rafa geri koymak Verb
read a book in the original
bir kitabı yazıldığı dilde okumak Verb
read a book to the very end
bir kitabı baştan sona okumak Verb
remove a book from the shelf
bir kitabı raftan kaldırmak Verb
repudiate the authorship of a book
bir kitabın yazarlığını kabul etmemek Verb
set a book on the shelf
bir kitabı rafa koymak Verb
sign the visitors'book
ziyaretçi defterini imzalamak Verb
trim the edges of a book
bir kitabın kenarlarını tıraş etmek Verb
turn over the leaves of a book
bir kitabın sayfalarını çevirmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database