the deep end

  1. en zor taraf.
    thrown in at the deep end: bir işin zorluklariyle birdenbire (umulmadık bir anda) karşılaşmış.
(işin) en zor kısmı(nda).
to be at the end of one's tether: çaresiz kalmak, çaresizlikten kıvranmak.
gözü dönmek Verb
birdenbire kızmak/öfkelenmek/parlamak, tepesi atmak, çileden çıkmak.
(a) çileden çıkmak, tepesi atmak, çok kızmak/öfkelenmek, (b) kendini zor duruma sokmak, düşünmeden ileri
atılmak, (c) duygusal kontrolu kaybetmek, intihar etmek.
düşüncesizce taahhüt altına girmek Verb