tooth

English-Turkish Translation

  1. Noun diş.
    canine/eye tooth: köpek dişi.
    false/artificial tooth: takma diş.
    milk tooth:
    kuzu/süt dişi.
    molar tooth: azı dişi.
    wisdom tooth: akıl dişi.
    set of teeth: takım diş.
  2. Noun diş gibi çıkıntı, dişe benzer şey.
    the teeth of a comb/fork/saw/wheel: tarağın/çatalın/testerenin/çarkın dişleri.
  3. Noun diş gibi kesen şey.
  4. Noun iştah, belirli bir yemeğe karşı aşırı düşkünlük.
    to have a sweet tooth: tatlıya düşkün olmak.
  5. Noun (kâğıt vb. üzerinde) pürüz.
  6. Noun diş yapmak, diş açmak/takmak.
  7. Noun diş diş etmek, çentiklemek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

prosthetic teeth
protez diş Noun, Medicine
prosthetic teeth
diş protezi Noun, Medicine
baby tooth
süt dişi.
buck tooth
dışarıya fırlak üst diş
canine tooth
canine ile ayni anlama gelir. köpek dişi.
colt's tooth
(a) şehvet, gençlik azgınlığı, (b) atlarda köpek dişi.
crowned tooth
kaplama diş
cut a tooth
(çocuk) diş çıkarmak.
dog tooth
köpek dişi, it dişi. Noun
dog tooth
yaprak şeklinde bir süs. Noun, Architecture
extract a tooth
diş çekmek.
fill a tooth
diş doldurmak.
have a sweet tooth
ağzının tadını bilmek Verb
hound's tooth
itdişi, kesik-satranç desen, dokumalarda görülen bir desen. Noun
kill the nerve of a tooth
bir dişin sinirini almak Verb
long in the tooth
yaşlı, ihtiyar.
milk tooth
süt dişi.
milk tooth
süt dişi.
deciduous tooth ile ayni anlama gelir. Noun
molar tooth
molar ile ayni anlama gelir. azı dişi.
spiral tooth
helezoni dişli
stomach tooth
(çocuklarda) alt köpek dişi. Noun
sweet tooth
tatlı şeylere olan düşkünlük.
have a sweet tooth: tatlı şeyleri çok sevmek. Noun
wisdom tooth
yirmilik diş, akıl dişi.
cut one's wisdom tooth: olgunlaşmak, rüşte ermek.
tooth ache
diş ağrısı
tooth and nail
olanca gücü/bütün kuvvetiyle, canını dişine takarak.
fight tooth and nail.
tooth decay
diş çürümesi Noun, Medicine
tooth decay
diş çürüğü
tooth extraction
diş çekme
tooth for tooth
dişe diş
tooth powder
diş tozu. Noun
tooth shell
sandalımsı yumuşakça
(Scaphopoda). Noun
an eye for an eye and a tooth for a tooth
dişe diş göze göz
creeping dog's tooth grass
büyük ayrık otu, domuz ayrığı
(Cynodon dactylon).
fight something tooth and nail
çok şiddetle dövüşmek Verb
fight tooth and nail
bütün gücüyle mücadele etmek, canını dişine takıp savaşmak.
go over something with a fine tooth comb
ince eleyip sık dokumak Verb
have a great tooth for chocolate
çikolataya düşkün olmak Verb
have a tooth out
bir dişini çektirmek.
hound's tooth check
itdişi, kesik-satranç desen, dokumalarda görülen bir desen. Noun
English-Turkish phrases from Zargan's own database