avazı çıktığı kadar, avaz avaz.
sınıfın birincisi olmak
Verb
sınıfın birincisi olmak
Verb
(a) tepesi atmak, çok öfkelenmek, köpürmek, (b) aklını kaçırmak, delirmek.
We thought that he must have have blown his top to make such a fool of himself.
(a) tepesi atmak, çok kızmak/öfkelenmek, (b) çıldırmak, delirmek, aklını oynatmak.
kafadan, işkembeden, düşünmeden.
avazı çıktığı kadar bağırmak
Verb
avazı çıktığı kadar (bağırmak)
sınıf birincisi
Noun, Education-Training
(Br) bir kâr payı belgesinin kesilen üst kısmı
fiyatların bir yükselip bir düştüğü, sonra yine yükseldiği grafik
hisse senedi analizlerinde, benzer yüksek noktalara iki kez çıkan bir fiyat
(otomobil) en yüksek hızla
mutfak tezgahı
Noun, Food-Kitchen
taşınabilir diz-üstü bilgisayar
kepenk
Noun, Construction
banyo tezgahı
Noun, Construction
birinci sınıf şartlar
Noun
(US) üst düzey yöneticisi
babafingo
Maritime Traffic
belirli bir bölgedeki satışlar
toplam nüfus ya da başka etmenlere göre en geniş yüz pazar
toplam hasılat
Accounting
üst düzey yöneticiler
Noun, Management
üst düzey yönetim
Noun, Management
üst kenar boşluğu
Information Technology
bir alıcı tarafından bir yıl içinde bir mal ya da hizmet kaynağına verilen en büyük sipariş
en yüksek kalite insanlar
en yüksek satış rakamları
Noun
hayat sigortasından elde edilen kazançlar üzerinden ödenecek vergiyi hesaplama yöntemi
bir emeklilik ya da sigorta planına katkıların artırılmasıyla
ağzına kadar doldurmak
Verb
...'in eksik kalan kısmını tamamlamak
Verb
...'in eksiğini tamamlamak
Verb