toprak

Turkish-English Translation

  1. Noun, Geography soil
  2. territory
  3. domain
  4. clay
  5. land
  6. dirt
  7. ground
  8. terra
  9. earth
  10. agricultural geology
  11. glebe
  12. tract
  13. chunk
  14. dike
  15. mother earth
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

toprak kazanma
territorial gain Noun, Politics-Intl. Relations
toprak ve tarım reformu
land and agriculture reform Noun, Politics-Intl. Relations
alüvyonlu toprak
alluvial soil
arazi, toprak
land
bağlı toprak
dependent territory Noun, International Law
bakir toprak
virgin soil
bakir toprak
maiden soil
balçıklı toprak
heavy soil
bereketli toprak
fat soil
çorak toprak
barren land
çorak toprak
waste land
dinlendirilmiş toprak
fallow
düşman işgali altındaki toprak
enemy occupied territory
düşman işgali altındaki toprak
enemy-occupied territory
ekilebilir toprak
arable land
ekili toprak
cleared (cultivated) land
hafif toprak
light soil
işlenebilir toprak
cultivable land Noun
işlenmemiş sert toprak
hardpan
işlenmemiş toprak
new land
işlenmemiş toprak
unseated (undeveloped) land
işlenmemiş toprak
undeveloped land
işlenmemiş toprak
idle land
işlenmemiş toprak
unlabo u red field
işlenmiş toprak
seated land
işlenmiş toprak
developed land
iyi toprak
good soil
kara toprak
mould
kara toprak
humus
killi toprak
hardpan
kimseye ait olmayan toprak
no- man's land
kireçli toprak
marl
küçük toprak
pellet
kullanılan toprak
used land
nadasa bırakılmış toprak
ley
pişmiş toprak
terracotta
sağlam toprak
solid ground
sert toprak
hardpan
sert toprak
dry land
sürülmemiş toprak
unimproved land
tapuya tescil edilmemiş toprak
unregistered land
tarıma elverişli toprak
cultivable land Noun
taşkına uğramış toprak
overflowed land
ulusal toprak
national territory Noun, Law
vb yapımında kullanılan toprak
clay
verimli toprak
rich soil
verimli toprak
fertile land
verimli toprak
fruitful soil
verimli toprak
fertile soil
verimli toprak
productive soil
verimsiz çorak toprak
barren land
verimsiz toprak
infertile soil
verimsiz toprak
poor soil
verimsiz toprak
dead soil
yeni toprak
(US) new land
yeni toprak
new ground
yeni toprak
new land
yorulmuş toprak
impoverished land
zor çalışan toprak
stubborn soil
toprak açlığı
land hunger
toprak ağası
landlord Noun, Sociology
toprak akımı
earth current
toprak alkali metal
alkaline earth metal Noun, Chemistry
toprak altı yapı
substructure
toprak altına döşenmiş hat
underground line
toprak altında
below ground
toprak ana
mother earth
toprak analizi
soil analysis
toprak aşınması
wash
toprak bağlantılı
grounded
toprak bağlantısı
earth connection
toprak banyosu
earth bath Noun
toprak bilimi
pedology Noun, Geography
toprak bilimi
soil science Noun, Geography
toprak boya
ochre
toprak bütünlüğü
territorial integrity Noun, Politics-Intl. Relations
toprak davası
land action Noun
toprak doldurma
landfill
toprak dolgu
embankment Noun, Construction
toprak dolgu şevi
embankment slope Noun, Construction
toprak düzlemede kullanılan toprak veya moloz
fill
toprak erozyonu
soil erosion Noun, Geography
toprak esası
principle of territory Noun, International Law
toprak fiyatı
land price
toprak hattı
ground line
toprak hattı
earth cable
toprak hattı
ground
toprak hattı bağlantısı
ground connection
toprak hattı çekilmiş
grounded
toprak hattı çekmek
to earth Verb
toprak işçisi
groundman
toprak işçisi
land worker
toprak işçisi
(Br) land worker
toprak işgali
land occupation Noun, Politics-Intl. Relations
toprak işi
earthenware
toprak işi
earth's work
toprak işi
earth work
toprak ısı derecesi
soil temperature
toprak ıslahatı
land improvements
toprak ıslahı
soil improvement
toprak işleme
soil working
toprak işlemek
to soil working Verb
toprak istikrazı
land loan
toprak kanunu
agrarian law
toprak kanunu
agrarian laws
toprak kanunu
land-reform law Noun, Law
toprak kap
earthenware
toprak kaybı
territorial loss
toprak kaybı
loss of ground
toprak kayması
landslide Noun, Geography
toprak kayması
landslip Noun, Geography
toprak kazanımı
territorial gain Noun, Politics-Intl. Relations
toprak kiralayan kimse
land tenant
toprak kirası
land rent
toprak kirası
land gabel
toprak kirliliği
soil pollution
toprak kort
clay court Noun, Sports
toprak koruma
soil conservation
toprak kullanımı
land use
toprak mahsulleri
produce of soil Noun
toprak mahsulleri komisyoncusu
produce middleman
toprak mahsulleri ofisi (tmo)
soil products office
toprak mahsulleri ticareti
produce trade
toprak mahsulleri tüccarı
produce merchant
toprak mahsullüleri
produce of soil Noun
toprak mahsullüleri komisyoncusu
produce middleman
toprak mahsullüleri ticareti
produce trade
toprak mahsullüleri tüccarı
produce merchant
toprak mülkiyeti
land ownership
toprak mülkiyeti
fee Noun, Law
toprak nemi
soil moisture
toprak örtüsü
ground cover Noun, Environment-Ecology
toprak parçası
clod Noun
toprak parçası katarak genişleme
territorial expansion
toprak rantı
ground rent
toprak reformu
land reform
toprak reformu
land reform Noun, Politics-Intl. Relations
toprak rengi boya
umber
toprak sahibi
territorial owner
toprak sahibi ...
land-owning ... Adjective
toprak sahibi sınıflar
landed classes Noun
toprak sahibi sınıflar
the landed classes Noun
toprak sahibi soylular
landed aristocracy
toprak sahibi soylular
the landed gentry
toprak sathı
land area
toprak satışı
land sales
toprak seviyesinde
at ground level
toprak sıcaklığı
soil temperature
toprak tahsis belgesi
land warrant
toprak tahsisi
assignment of land
toprak tahsisi belgesi
(US) land patent
toprak tahsisi belgesi
land patent
toprak takası
exchange of territory (ies) Noun
toprak talebinde bulunmak
to put forward territorial claims Verb
toprak tesviyesi
levelment
toprak ürünleri
products of the soil Noun
toprak ürünleri vergisi
severance tax
toprak üstüne gübre serpmek
to top- dress Verb
toprak ve arazinin devletleştirilmesi
land nationalization
toprak vergisi bölgesi
land tax parish
toprak verimliliği
soil fertility
toprak yığmak
to hill Verb
toprak yol
unimproved road
toprak yüzeyi
land area
toprak yüzünü hafifçe kazımak
to grub up Verb
arazi toprak tesviyesi
landscape grading
başka topraklarla çevrilmiş toprak
enclosed within other lands
bir toprak parçasını terketmek
to cede a territory Verb
büyük toprak sahibi
large landowner
dar toprak yol
pathway Noun
dar toprak yol
trail Noun
denizden toprak kazanma projesi
reclamation project
denizi doldurarak toprak kazanmak
to recover land from the sea Verb
ilhak edilen toprak parçaları
territorial gains Noun
ilhak edilen toprak parçası
territorial gains Noun
Rus toprak sahibi
boyar
terk edilen toprak parçası
ceded territory Noun
toz toprak olmak
to crumble into dust Verb
ülkeye toprak katma
accession of territory
verimli toprak bulmak
to fall on fertile ground Verb
yanal toprak basıncı
lateral earth pressure Noun, Construction
yanık toprak rengi
burnt umber Adjective
yeni toprak ekmek
to improve virgin land Verb
yeni toprak kazanmak
to break new ground Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Yer kabuğunun, üzerini kaplayan çürümüş organik ... canlıların yaşamasına elverişli kısmı
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.