Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
tuck
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
in/up
: içine/yukarı kıvırmak/tıkmak/sokmak, altına katlamak/kıvırmak.
tuck up one's sleeves
:
çemrenmek, kollarını sıvamak.
tuck one's legs under one
: bağdaş kurup oturmak.
dar bir yere sokuşturmak, sıkıştırıvermek, tıkmak, takmak.
The bird tucks its head under its wing
:
Kuş başını kanadının altına sokar.
She tucked her arm under mine
: Koluma girdi.
(yatağa vb.) koymak, üstünü örtüp etrafını sarmalamak.
She tucked the children into bed.
tuck
a rug round someone: birini bir battaniyeye sarmak.
kat yapmak.
(kumaş vb.) kıvrım/kırma yapmak, kıvırıp bastırmak.
tuck away/tuck in
: iştahla yemek/içmek, tıkınmak, mideye indirmek, atıştırmak.
buruşmak, çekilmek, büzülmek.
katlanan/kıvrılan şey.
(elbisede) kırma, kıvrım, kat.
Maritime Traffic
geminin kıç kuruzu.
yiyecek, özellikle pasta, kurabiye gibi tatlı şeyler.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
nip and tuck
daradar, az kalsın, kıl payı, pek az fark, at başı beraber.
The race stayed nip and tuck until the last minute.
tuck away
(Br) iştahla yemek
tuck away
tıka basa doldurmak
Verb
tuck envelope
kapağında yapışkan madde bulunmayan bir zarf
tuck in
(Br) doyurucu yemek
tuck in
tıka basa doldurmak
Verb
tuck in
(Br) iştahla yemek
tuck up
yorganını sıkıştırmak
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.