uçağın

Turkish-English Phrases

uçağın burnu
nose
uçağın çıkabileceği azami yükseklik
absolute ceiling
uçağın çizdiği rota
trajectory
uçağın dünyanın çevresinde büyük bir daire çizerek uçması
great circle route
uçağın gittiği yön
heading
uçağın havaalanındaki bakım süresi
ground handling time
uçağın havalanması
flight
uçağın ilk kalktığı memleketine doğru uçuşu
flight home
uçağın inip kalkabileceği küçük alan
flying ground
uçağın izleyeceği yol
flight route
uçağın kalkarken yerden ayrılamama etkisi
cushioning effect
uçağın kendisini
aviation insurance
uçağın kontrolünü kaybetmek
to lose control of an aircraft Verb
uçağın manevra kolu
joy stick
uçağın motorlu dalışı
power drive
uçağın park yeri
hardstand
uçağın pistte ilerlemesi
taxiing
uçağın sevk ve idaresi
aircraft vectoring
uçağın uçuşunu radarla izlemek
to follow the flight of aircraft by radar Verb
uçağın üzerindeki milliyeti gösteren işaretler
aircraft cocarde
uçağın yerden kalkmasına engel olmak
to ground an airplane Verb
uçağın yere düz olarak düşüşü
pancake landing
uçağın yere göre hızı
ground speed
uçağın yerini radarla tespit etmek
to radiolocate Verb
uçağın zorunlu iniş yapması
forced landing
bir uçağın dengesini sağlamak
to stabilize an airplane Verb
bir uçağın enkazı
wreckage of an aircraft
bir uçağın idaresi
operation of an aircraft
bir uçağın kazaya uğramasına neden olmak
to crash an aircraft Verb
bir uçağın tüm hizmetleriyle birlikte kiralanması
wet leasing
bir uçağın tüm mürettebat
wet leasing
bir uçağın uçuşunu radar ile izlemek
to follow the flight of an aircraft by radar Verb
bir uçağın uçuşunu radarla izlemek
to follow the flight on an aircraft by radar Verb
inişte uçağın yere vuruş darbesi
landing impact Noun
ses duvarını aşan bir uçağın neden olduğu patlama sesi
sonic boom
yere indikten sonra uçağın bir süre gitmesi
roll
yüksekte uçan uçağın arkasında bıraktığı buhar şeridi
vapo u r trails
Turkish-English phrases from Zargan's own database