uniform

English-Turkish Translation

  1. Noun, Textile Industry üniforma
  2. Noun resmi kıyafet
  3. Noun tek tip elbise
  4. Adjective tek tip
  5. Adjective tekdüzen, tekbiçim, yeknesak, birbiçimli, mütecanis, değişmez şekilli, hep bir şekilde, benzer.
    a
    uniform color. rows of uniform houses. a uniform nationwide building code.
  6. Adjective düzgün, muntazam, dümdüz.
    a uniform surface.
  7. Adjective sabit, değişmez, bir kararda, aynı tarzda.
    uniform kindness. uniform temperature.
  8. Adjective bağdaşık, çelişmez, aynı fikirde ve görüşte.
  9. Noun üniforma, resmî elbise, asker elbisesi.
    full uniform: büyük üniforma, merasim elbisesi.
    military
    uniform: askerî üniforma. asker elbisesi.
    naval uniform : bahriye üniforması/elbisesi.
    out of uniform: üniformasız.
  10. Noun haberleşmede U harfini temsil eden sözcük.
  11. Transitive Verb tekdüzeleştirmek, birbiçimli yapmak, yeknesak/ mütecanis hale getirmek, düzgünleştirmek, birbirine benzetmek.
  12. Transitive Verb üniforma giydirmek.
    uniformed: üniformalı, resmî elbiseli, üniforma giymiş.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

(school , athletic team) uniform
forma
army uniform
asker üniforması Noun, Military
dress uniform
merasim üniforması, büyük üniforma. Noun
dressing uniform
(askerlik) tören giysisi
dressing uniform
merasim elbisesi
fatigue uniform
iş giysisi
not wearing a uniform
sivil
official uniform
resmi üniforma
parade uniform
biniş
political uniform
parti üniforması
prison uniform
hapishane üniforması
service uniform
(askerlik) üniforma
wearing of uniform
üniforma giyme
works uniform
çalışma üniforması
works uniform
işçi giysisi
uniform acceleration
düzgün hızlanma
uniform account
tekdüze hesap sistemi
uniform accounting
tek düzen muhasebe Noun, Accounting
uniform accounting system
bir örnek muhasebe sistemi (benzer örgütlerde eş muhasebe sistemi uygulaması
uniform and accessories
giyim ve kuşam Noun, Military
uniform application
birörnek uygulama
uniform bookkeping instructions
tekdüze hesap sistemi yönetmeliği
uniform cash flows
her yıl aynı olan nakit akışları Noun
uniform chart of accounts
tek düzen hesap planı Noun, Accounting
uniform chart of accounts
tekdüzen hesap planı Noun, Accounting
Uniform Chart of Accounts for Foundations
Vakıflar Tek Düzen Hesap Planı Proper Name, Accounting
uniform costing
tekdüze maliyetleme (bir sektör veya sanayide firmalar arası karşılaştırmayı sağlayan tekdüze maliyetleme sistemi
uniform customs and practice for documentary credits
belgeli kredilere ilişkin yeknesak teamüller ve uygulamalar Noun
uniform customs and practice for documentary credits
vesikalı kredilere ilişkin yeknesak teamüller ve uygulamalar Noun
uniform delivered price
(US) teslim yerine bağlı olmayan fiyat
uniform dividend
bir örnek kâr payı
uniform duty
bir örnek gümrük vergisi
uniform law
bütün memlekete veya aynı statüde bulunan kimselere şamil hukuk
uniform pattern
bir örnek model
uniform price
tek fiyat
uniform price auction
tek fiyat ihalesi Economics
uniform quotation
(menkul değerler) tek kotasyon
uniform rate
tek fiyat
uniform rules
standart kurallar Noun
uniform system of accounts
tekdüzen hesap sistemi Noun, Accounting
uniform tariff
tek ücret tarifesi
uniform tariff
bir örnek tarife
uniform temperature
sabit kalan ısı derecesi
(securities) uniform quotation
tek kotasyon
equal and uniform taxation
eşit ve bir örnek vergilendirme
isomorphic uniform spaces
eşyapılı düzgün uzaylar.
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

üniform
even
üniform
level
Turkish-English phrases from Zargan's own database