unto

  1. -e/-a.
    He spoke unto her: ona söyledi.
    They had gone unto the war: Savaşa gittiler.
  2. -e kadar.
    He lay sick almost unto death: Ölünceye kadar hasta yattı.
bildiğini okumak, kendi başına buyruk olmak, kanun tanımamak.
Her günün derdi o güne yeter. (Sabah ola hayır ola).