karşı rüzgâr, karşıdan esen yel.
korkutmak, endişelendirmek.
(a) heyecanlandırmak, heyecana getirmek, sinirleri gerilmek.
He was all wound up before the exam. (b) sonuçlandırmak, bitirmek, sona erdirmek, sonuca bağlamak, halletmek.
How does the play wind up: Piyes nasıl bitiyor?
to wind up the campaign: kampanyayı sona erdirmek. (c) (işleri) yoluna koymak, düzenlemek, tanzim /tasfiye etmek.
to wind up one's affairs: işlerini düzenlemek.
wind up a company: bir şirketi tasfiye etmek. (d) (beyzbol) topu atmak için kolu kaldırmak, (e) sarmak, yumak/kangal yapmak, (f) kurmak.
bir şirketi tasfiye etmek
Verb
bir şirketi tasfiye etmek
Verb
bir toplantıyı sona erdirmek
Verb
kısa bir konuşmayla toplantıyı kapatmak
Verb
mameleki tasfiye etmek
Verb
(Br) bir terekeyi dağıtmak
Verb
bir mal varlığını tasfiye etmek
Verb
kendini yeniden hapishane parmaklıkları ardında bulmak
Verb
yeniden hapse girmek
Verb
sözlerle konuşmaya son vermek
Verb
çıkabileceği en yüksek mevkie çıkmak
Verb
kendini hapiste bulmak
Verb
zarar halinde tasfiye olmak
Verb
yükümlülüklerini düzenlemek
Verb
borçları tasfiye etmek
Verb
konuşmasını bağlamak
Verb
konuşmasını tamamlamak
Verb
madenden cevher çıkarmak
Verb
ortaklığı tasfiye etmek
Verb
birinin tahammülünü tüketmek
Verb
bir ortaklığı tasfiye etmek
Verb
müzakereleri kapamak
Verb
borçlunun şirketini tasfiye etmek
Verb
isteyerek tasfiyeye gitmek
Verb
isteyerek tasfiye etmek
Verb