vicious

  1. akrep gibi
  2. Adjective ahlâksız, sefih, düşük, fasit.
    The drunkard led a vicious life.
  3. Adjective kötü, kötücül, habis, bedhah.
    A vicious criminal.
  4. Adjective hain, mel'un.
  5. Adjective kusurlu, yanlış, hatalı.
    vicious reasoning.
  6. Adjective sert, şiddetli, vahşi, azgın.
    He gave the dog a vicious blow with his stick. A vicious headache.
  7. Adjective tehlikeli.
    A vicious-looking knife.
  8. Adjective (at, vb.) huysuz, hırçın.
kirli hava
kötü niyetli saldırı
kötü niyetli saldırı Noun
circle ile ayni anlama gelir. kısır döngü, fasit daire.
kısır döngü, fasit daire, devri batıl: (tanımlamada) iki terimden her birini öbürünü tanımlamak için
kullanma; (ispatlamada) ispatlanacak şeyi delil olarak gösterme.
Noun, Logic
bir sorunu çözümlemeye uğraşırken daha beter sorunla karşılaşma. Noun
fakirlik kısır döngüsü Noun, Economics
fasit daire Noun
kısır döngü Noun
şiddetli bir başağrısı Noun
ahlaka aykırı yaşayış
hata dolu müsvedde
ahlaksız uygulamalar Noun
kötülüğe eğilim
kötü niyetli söz
kötü niyetli iftira
fiyatların artıp durması
kötü üslup