görüş açısını genişletmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        görüşünü belirtmemek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birine fikrini kabul ettirmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir görüş benimsemek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        havadan çekilmiş fotoğraf
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birinin görüş üyle uyuşmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birinin görüşüyle uyuşmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ayrıntılara dikkat etmeden genel bakış
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        görüş alanına girmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        güzel bir manzaraya hâkim olmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir şeyi her açıdan ele almak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tali şirket kendi sektöründeki bağımsızlarla rekabet edebilmek için ana şirketten daha fazla kaynak çekebilir
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bazı tali şirketlerin aynı büyüklükteki bağımsız bir şirketten daha çok fon harcadığı kuramı
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birinin görüş açısını açıklamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Uzaktan bütün tarlalar yeşil görünür/Uzaktan davulun sesi hoş gelir.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birinin görüşlerini onaylamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        biriyle görüş birliğine varmış olmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birisiyle görüş birliğine varmış olmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        aklında bir şey olmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        çıkagelmek, zuhur etmek. 
 We were just about to leave when my old friend Ali hove into view.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir görüş sahibi olmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir fikir sahibi olmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        gözönünde, alenen, açıkça, alenî olarak.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) görünürde, görüş mesafesinde, (b) gözönünde, gözönüne/nazarı dikkate alınan, mütalâa edilen, plânlanmış. 
 
 have something in view: bir şey hakkında bir plânı/niyeti olmak. 
 He wants to find work, but he has nothing particular in view. 
 keep something in view: bir şeyi gözönüne almak/gözönünde tutmak. (c) maksadıyla, niyetiyle. (d) umulan, beklenen.
                        
                        
                     
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        manzaraya engel olmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        uzağı/ilerisini görüş, dûrendişlik, plânlamada ilerideki sonucu düşünebilme.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        gözönünde, açıkta, meydanda.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        keşif ve muayene etme emri
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sayfa gösterimi
                        
Noun, Advertising                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        görüş, noktai nazar.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        fikir, mütalâa, tutum, davranış.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        noktai nazar, görüş noktası, bakım. 
 From the point of view: … bakımından/açısından.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        siyasi düşünce
                        
Noun, Politics-Intl. Relations                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir serginin halka açılmadan önce özel olarak gösterilmesi
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        arka görüş
                        
Noun, Transport                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        iki görüş açısını bağdaştırmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birinin görüşünü paylaşmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ayrı fikirde olmamak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        düşmanca/kinli/kıskanç gözlerle bakmak. 
 take a jaundiced view of the world: herkese kin/garez 
 beslemek, herkesi düşman gözü ile görmek.
                        
                        
                     
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sadece şimdiyi düşünmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (bilanço , Br) gerçek ve doğru görünüm
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        değerlendirme görüş açısı
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        değerlendirme görüş açışı
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        dünya görüşü
                        
Noun, Anthropology                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        alttan bakış, aşağılık bir mevkiden yukarıya bakış. bird's-eye view
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir soruyu her bakımdan ele almak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        soru yu her bakımdan ele almak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir sorunun her cephesini göz önüne getirmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir stüdyodaki fotoğraf çekmeye yarayan profesyonel kamera
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tilki gören avcının bağırışı.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        cinayet sahnesinin manzarası
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        jüri üyelerinin olay yerini ziyareti
                        
Noun                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birşeyin birşey olduğunu düşünmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birşeyi birşey olarak kabul etmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birşeyi birşey olarak görmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birşeyi … açısından görmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birşeye … perspektifinden bakmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birşeye … penceresinden bakmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birşeye … açısından bakmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birşeyi … açısından değerlendirmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        nefes kesici manzara
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        kalabalığın bakışına açık olmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        büyük mağazalarda teşhir edilmekte olmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ayrışık resim: bir makinenin/cihazın parçalarını (asıl yerlerini de göstererek) ayrı ayrı gösteren resim.
                        
Noun                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birinin görüşüne hemencecik katılmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        biri hakkında bir görüşe varmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        bir tesisin genel görünümü
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birinin eserleri konusunda genel görüşünü bildirmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        ...'in gözü önünde
                        
Adverb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sebebiyle, …'den dolayı, …'e binaen, … yüzünden.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        dikkate alarak, dikkate alınarak
                        
Adverb                        
                    
                 
                
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        … dikkate alındığında
                        
Adverb                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sürücünün görüş alanını engellemek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        herkes tarafından görülmek
                        
Verb                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        olaylara tarafsız gözle bakmak
                        
Verb                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) karamsar gözle/şüphe ile bakmak, olacağına inanmamak. 
 He takes a dim view of his chances of winning  the race. (b) uygun bulmamak, onaylamamak, hoşlanmamak, hoş karşılamamak, ayıplamak, fena gözle bakmak. 
 He takes a dim view of practical jokes.
                        
                        
                     
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        hakkında fena düşünmek, aleyhinde olmak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birisini hor/hakir görmek.
                        
                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (a) maksadıyla, amaciyle, (b) ümidiyle, niyetiyle, umarak.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        araştırmayı kolaylaştırmak için
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        Savaş Malullerinin Tıbbi Tedavileri Maksadıyla Avrupa Konseyine Üye Ülkeler Arasında Değişimine Dair Anlaşma
                        
Noun, International Law