volatile

English-Turkish Translation

  1. Adjective, Textile Industry uçucu
  2. Adjective uçucu, çabuk buharlaşan.
    gasoline is volatile.
  3. Adjective tehlikeli, her an patlak verebilir.
    a volatile political situation.
  4. Adjective kaypak, değişebilir.
    a volatile disposition.
  5. Adjective geçici, süreksiz, muvakkat.
    volatile beauty.
  6. Adjective dalgalanan, inip çıkan, kararsız, mütehavvil.
    a volatile stock market.
  7. Adjective uçabilen (kuş vb.).
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

sal volatile
amonyum karbonat. Noun
sal volatile
amonyum karbonatın kokulu/uçucu eriyiği. Noun
volatile oil
uçucu yağ
volatile oil
eterli yağ
volatile organic compound
uçucu organik bileşik Noun, Environment-Ecology
volatile salt
ammonium carbonate,
2. sal volatile (2). Noun
non synchronous non- volatile memory
eşzamanlı olmayan uçucu olmayan bellek
English-Turkish phrases from Zargan's own database