waver

  1. Intransitive Verb sallanmak.
  2. Intransitive Verb (ışık, vb.) titreşmek, kırpışmak.
    The flame wavered and went out.
  3. Intransitive Verb değışmek, kararsız olmak.
  4. Intransitive Verb (el, ses, vb.) titremek.
  5. Intransitive Verb ikircimlemek, bocalamak, duraksamak, tereddüt etmek.
    He wavered between accepting and refusing.
  6. Intransitive Verb sendelemek.
  7. Noun sallanan, sallayan, dalgalandıran, titreştiren.
  8. Noun saç kıvıran, ondüleci.
  9. Noun saç kıvırma aleti.
kararsız olmak Verb
tahrikçi
iki fikirden hangisini seçeceğini bilememek Verb