weather

  1. Noun hava, hava durumu.
    Good/nice/bad/hot/cold/windy weather . What will be the weather tomorrow? How is the weather in Sivas?
  2. Noun kötü hava, fırtına.
    We've had some real weather this spring.
  3. Noun durum, koşul, şart, ortam.
  4. Verb havalandırmak, kurutmak.
    to weather lumber before marketing it.
  5. Verb hava etkisine maruz kalmak/ bırakmak, hava etkisiyle değiş(tir)mek, rengini at(tır)mak, sol(dur)mak,
    boz(ul)mak.
    Rocks weather until they are worn away.
  6. Verb (tehlikeyi/ fırtınayı/felaketi vb.) atlatmak, savuşturmak, geçiştirmek.
    The ship weathered the storm.
  7. Verb, Maritime Traffic rüzgâra karşı seyretmek, rüzgâr ters iken gemi bir burun vb.'den geçmek.
    To weather a cape.
  8. Verb hava etkisine dayanmak.
    This paint weather well.
  9. Verb (çatıya) eğim/meyil vermek.
hava koşulları Noun
eyyamcı Noun
hava değişmesi.
nisan havası Noun
kötü hava
para sıkıntısını henüz atlatmamış olmak Verb
rahatsız olmak Verb
kötü ruh haleti içinde olmak Verb
çok soğuk hava Noun
ani hava değişmesi
hava değişmesi
soğuk
güzel havanın sürmesi
kötü hava
kötü hava yüzünden postanın gecikmesi
havanın bozulması
pis hava
kötü hava
sıcak mevsimde
hava şartlarının etkisine açık
güzel hava
iyi hava
uçuşa elverişli hava
uçuş havası Noun
sisli hava
hava tahmini yapmak Verb
kötü hava
don havası Noun
(a) kış ortasında iyi hava, (b) barış ve bereket dönemi.
havanın düzelmesini beklemek Verb
havanın düzelmesi
havaya maruz kalmak Verb
havaya kızmak Verb
dostça yanını göstermek Verb
ılımlı hava
havaya karşı korunmaya ihtiyaç duymak Verb
sıcağa dayanamamak
bir şeyi havaya karşı korumak Verb
yağmurlu hava
soğuk havanın geri gelişi
havanın sertliği Noun
kötü hava
yağışsız hava gidişatı
sağanaklı hava
karlı hava
yumuşak hava
güzel havanının hüküm sürdüğü dönem
havanın elverişli olmaması
sıcak havanın etkilerini çekmek (sıcak havadan rahatsız olmak Verb
boğucu hava
güvenilmez hava
havaya bağlı olmak Verb
kötü hava
güvenilmez hava
havanın baskısı altında
(a) keyifsiz, rahatsız, hasta, (b) sarhoş, kafası dumanlı.
hava değişiklikleri Noun
yağışlı hava Noun
kış havası Noun
kış havası Noun
feci hava
burnu geçmek Verb
bir krizi atlatmak Verb
güç anları iyi atlatmak Verb
fırtınayı atlatmak Verb
hava anormalliği
(denizcilik) kötü hava şartlarına rağmen ilerlemek Verb
hava analizi
hava analizi
çok yaz ve kış/fırtına görmüş, eskimiş, yıpranmış.
mahsur kalmış
kötü hava nedeniyle yoluna gidemeyen
Meteoroloji dairesi.
(US) hava tahmini
meteorolog
hava tahmini yapan kimse
(US) hava tahmini yapan kimse
(Br) US meteoroloji merkezi
hava değişikliği
hava haritası Noun
meteoroloji haritası Noun
fırıldak
hava şartları Noun, Meteorology
hava durumu Noun, Meteorology
meteorolojik veriler
(gemide) üst güverte
(a) hava değişikliğini çabuk sezme kabiliyeti, (b) durum değişikliklerine karşı hassasiyet.
keep one's/a
weather eye open (for): gözünü açmak, göz-kulak olmak, (bir tehlikeye/felakete) hazır olmak.
hava durumu Noun, Meteorology
hava tahmini
kârlı iş
barometre
havanın iyileşmesi
yolculuk hava sigortası Noun
kötü hava şartlarından ileri gelen zararlara karşı sigorta
hava/meteoroloji haritası.
hava değişmesi
damlalık
hava müsait olduğu takdirde
hava müsait olduğu takdirde
hava şartları uygun olursa
meteoroloji uçağı
hava tahmincisi
hava tahmini yapan kimse
hava durumu Noun, Meteorology
hava raporu
yalpalanma
meteoroloji uydusu
hava durumu hakkında bilgi veren servis
okyanus meteoroloji istasyonu.
yağmur alan taraf Noun, Maritime Traffic
rüzgâr alan taraf Noun, Maritime Traffic
hava durumu işareti.
meteoroloji istasyonu.
=
weather stripping,
is. keçe, hava geçirmemesi için kapı/pencere kenarlarına konulan tecrit şeridi.
birinden iyice istifade etmek Verb
fırıldak.
.: fırdöndü, yelkovan, yelyönü göstergesi;
hava durumuna bağlı çalışma günleri Noun
hava uygun olduğu takdirde.
olumsuz hava koşulları Noun
hava durumu raporu
havacılık meteoroloji servisi
hava raporunu vermek Verb
iyi gün dostu
izne çıkmak için mükemmel hava
uzak hava tahmini
uzun vadeli hava tahmin raporu
(a) (bir işi) zorumsamak, yükümsemek, zor imiş gibi göstermek, zorluk çıkarmak, (b) yalpalamak, yalpa vurmak.
bir şeyi zorlaştırmak, olduğundan daha zor hale getirmek.
bir şey yüzünden büyük patırtı gürültü çıkarmak Verb
hava ağır
orsa Maritime Traffic
seyahat hava sigortası Noun
turist hava sigortası Noun
iyi gün dostu
piyasanın iyi zamanında kendi hesabına yüksek hacimde iş yapan komisyoncu
Meteoroloji İşleri. ABD Ticaret Bakanlığına bağlı meteoroloji dairesi. Hava tahminleri ve özellikle sel
ve kasırga uyarıları yayınlar. Eski adı:
Weather Bureau.
Noun