weekly

  1. haftalık, haftada bir (olan).
    a weekly visit. They shop weekly in the town.
  2. haftalık (ücret vb.).
    a weekly salary: haftalık ücret.
  3. haftalık olarak, haftada bir.
    to pay rent weekly.
  4. haftalık dergi.
iki haftada bir
haftada iki kez
yerel haftalık gazete
hafta içinde yapılan çalışmanın hesabı
haftalık cep harçlığı
haftalık hesap
haftalık teslimat
haftalık kazanç
haftalık baskı
(bankacılık) bir haftalık para
hafta da bir çıkan gazete
haftada bir çıkan gazete
haftalık taksit
haftalık dergi
her hafta kurulan pazar
haftalık piyasa
haftada bir kurulan pazar
haftalık para
haftalık gazete
haftalık gazete
haftalık maaş
haftalık ücret
haftalık maaş bordrosu Noun
haftalık dönem
haftalık dergiler Noun
haftalık yayım
hafta tatili Noun, Management
haftalık maaş
haftalık net kazanç
haftalık bilet
haftalık piyasa
haftalık ücret
haftalık
haftalık ücret alan işçi
(Br) haftalık ücret listesi
haftalık ücretler Noun
(Br) haftalık ücret bordrosu Noun
haftalık ücret bordrosu Noun
gemi adamlarına ödenecek haftalık ücret
haftada bir yayımlanmak Verb
her hafta kabul günü yapmak Verb
haftalık maaş tutarını artırmak Verb
(Br) hükümetçe yılda iki kez çıkarılan bütün üretim ve diğer sanayi dallarında ödenen ücretlerdeki değişimi gösteren endeks
asgari haftalık bütçe
toplam haftalık kazanç