whether

  1. Conjunction ister … ister …, … olsa da, olmasa da, … da … da.
    It matters little whether we go or stay: Gitsek
    de, kalsak da bir şey farketmez.
    whether we go or whether we stay, the result is the same: İster gidelim, ister kalalım, sonuç değişmez.
    We will go whether it rains or not: Yağmur yağsa da yağmasa da gideceğiz.
    You will have to do this whether you like it or not: İsteseniz de, istemeseniz de bunu yapmak zorundasınız.
    whether we live or die: sağ kalsak da, ölsek de.
  2. Conjunction … mi.
    See whether he has come: Bak bakalım geldi mi.
  3. Pronoun (ikisinden) hangisi?
    whether is the best of these maps = whether of these maps is the best: Bu
    haritaların en iyisi hangisi?
    whether of you are married? Hanginiz evlisiniz?
  4. Pronoun ki o.
    the book whether is on the table: masa üstündeki kitap.
    the film whether he was speaking:
    bahsettiği film.
    the apple whether you ate: yediğin elma.
acaba diye düşünmek Verb
… olup olmadığını Noun
ister … ister … , olsa da olmasa da.
We intend to go, whether or not they do: Onlar ister gitsin
ister gitmesin biz gitmeye kararlıyız (Onlar gitse de, gitmese de biz gideceğiz).
ister kasıtlı ister tesadüfen
acaba gitmeli mi , gitmemeli mi ?
ister istemez, ister … ister … , … da … da.
You may not like it, but you'll have do it, whether or
no: Hoşlanmayabilirsin, fakat ister istemez yapacaksın = İster hoşlan ister hoşlanma, yapmak zorundasın = Hoşlansan da, hoşlanmasan da yapmak zorundasın.
=
whether or not: mutlaka, her halü kârda, ne olursa olsun, olsa da olmasa da.
He threatens
to go whether or no: Ne olursa olsun gitmekte direniyor.
It is hard to decide whether to go or not: Gidip gitmemeye karar vermek zor.
hava şartlarının elverişli olmasından ötürü çalışmaların yapılabileceği gün
inşaat işi ya da bir geminin limanda yüklenip boşaltılması gibi
Sen ne dersen de, İsteseniz de istemeseniz de, Hoşuna gitse de gitmese de, Sen istediğin kadar itiraz
et, Sen istediğin kadar karşı çık
Adverb
bir şeyin doğru olup olmadığını araştırmak Verb
jüriye fiilin kasıtlı mı yapıldığını sormak Verb
birşeyi yapıp yapmamayı düşünmek Verb
bir belgenin delil olarak kabul edilip edilmeyeceğine karar vermek Verb
… olup olmadığını tartışmak Verb
tıpış tıpış gitmek Verb
acaba doğru mu ?
acaba bana yardım eder miydiniz ?
karışık duygular içinde olmak Verb
ne yaptığını bilmez halde olmak Verb
kafası karışmış olmak Verb
... olup olmadığına bakılmaksızın Adverb
… olup olmadığı Noun