ister … ister … , olsa da olmasa da.
We intend to go, whether or not they do: Onlar ister gitsin
ister gitmesin biz gitmeye kararlıyız (Onlar gitse de, gitmese de biz gideceğiz).
ister kasıtlı ister tesadüfen
acaba gitmeli mi , gitmemeli mi ?
ister istemez, ister … ister … , … da … da.
You may not like it, but you'll have do it, whether or no: Hoşlanmayabilirsin, fakat ister istemez yapacaksın = İster hoşlan ister hoşlanma, yapmak zorundasın = Hoşlansan da, hoşlanmasan da yapmak zorundasın.
=
whether or not: mutlaka, her halü kârda, ne olursa olsun, olsa da olmasa da.
He threatens to go whether or no: Ne olursa olsun gitmekte direniyor.
It is hard to decide whether to go or not: Gidip gitmemeye karar vermek zor.
hava şartlarının elverişli olmasından ötürü çalışmaların yapılabileceği gün
inşaat işi ya da bir geminin limanda yüklenip boşaltılması gibi
Sen ne dersen de, İsteseniz de istemeseniz de, Hoşuna gitse de gitmese de, Sen istediğin kadar itiraz
et, Sen istediğin kadar karşı çık
Adverb
bir şeyin doğru olup olmadığını araştırmak
Verb
jüriye fiilin kasıtlı mı yapıldığını sormak
Verb
birşeyi yapıp yapmamayı düşünmek
Verb
bir belgenin delil olarak kabul edilip edilmeyeceğine karar vermek
Verb
… olup olmadığını tartışmak
Verb
acaba bana yardım eder miydiniz ?
karışık duygular içinde olmak
Verb
ne yaptığını bilmez halde olmak
Verb
kafası karışmış olmak
Verb
... olup olmadığına bakılmaksızın
Adverb