working

  1. Noun çalışma, iş yapma.
  2. Noun işleme, faaliyet.
    the involuted workings of his mind.
  3. Noun işleme, şekil verme.
    The working of clay is easy when it is damp.
  4. Noun
    workings: iş yeri, maden ocağında kazı yeri.
  5. Noun mayalanma.
  6. Noun yapı elemanının gevşemesine/lâçkalaşmasına sebep olan gerilme veya hareket.
  7. Noun bir organın anormal hareketi.
    The working of his limbs revealed his disease.
  8. Adjective çalışan, iş gören.
  9. Adjective işçi+, geçimini işçilikle kazanan.
    a working man.
  10. Adjective işleyen, işler durumda.
  11. Adjective iş+, işe/çalışmaya ait.
  12. Adjective işe yarar, yararlı, yeterli, fayda sağlayan, işi kolaylaştıran.
    a working model. a working majority.
    a working knowledge of French.
  13. Adjective seyiren.
  14. Adjective mayalanan, köpüren.
çalışma süresini kısaltmak Verb
işçi sınıfı Noun, Sociology
emekçi sınıf Noun, Sociology
emekçiler Noun, Sociology
emekçi sınıflar Noun, Sociology
emekçi halk Noun, Sociology
emekçiler Noun, Sociology
emekçi kitleler Noun, Sociology
otomatik işleme
hızlı
çalışkan
çok çalışma
haddeleme
ocakta ısıtarak metallere şekil verme
ortak çalışma
çalışmaya devam etmek Verb
çalışma şekli
çalışma şekli
açık maden ocağı işletmesi
çalışarak kendini çok yormak Verb
işlemeye hazır
toprak işlemek Verb
toprak işleme
pazar günü çalışma
yeraltı çalışması
işletme hesabı
bir işletmenin brüt kârını hesaplamak amacı ile hazırlanan muhasebe taslağı
işleyen hesap
iş bağlantısı
çalışma yaşı
geçerli anlaşma
iki memleket arasında geçici gümrük ve ticaret anlaşması
muvakkat anlaşma
iş sözleşmesi
hizmetçilik
işletme değerleri.
dönen (cari) varlıklar Noun
fiyatı genelde alelade hisse senetlerinin fiyatlarıyla inip çıkan menkul değerlere yatırılmış aktifler Noun
işyeri havası Noun
iş bütçesi
iş kapasitesi
çalışma kapasitesi
döner sermaye, net cari aktif.
gelir getiren varlıkların satın alınması için alınan kısa vadeli kredi
işletme sermayesi oranı
işletme sermayesi cirosu Noun
(US) çalışma kartı
işletme masrafları Noun
işletme giderleri Noun
işçi sınıfı.
işçi sınıfı Noun, Sociology
işçi sınıfı
çalışma havası Noun
iş giysisi
işletme katsayısı
çalışma koşulları/ şartları.
çalışma sözleşmesi
şirketin hisse senetlerinin yüzde elli birini elinde bulundurma ya da kendi aralarında anlaşmış küçük
bir grubun şirket yönetimini ele geçirmesi
genel giderler
işletme masrafları Noun
işletme giderleri Noun
bir evde çalıştırılan karı-koca
hasar frekansının fazla olmasının beklendiği ve sedan şirketin konservasyonunu aşan kısmı belirli bir
limite kadar temin eden bir hasar fazlası reasür
iş/çalışma günü.
günlük çalışma süresi.
a seven-hour workday = working day. Noun
tartışmada kullanılacak temel deyimlerin açıklanması
çalışma tanımı
iş yemeği
yürürlükteki dizin çalışma Information Technology
imalât resmi.
çalışma ortamı Noun, Employment
iş ortamı Noun
iş teçhizatı
işletme giderleri Noun
işletme gideri
işletme masrafları Noun
çalışma giderleri Noun
çalışma tesisleri Noun
işgücü
olağan bir iş gününde banka veznedarının kasasındaki para
çalışma grubu
çalışma grubu Noun
talimat
yönerge
iş/çalışma saatleri.
çalışma saatleri Noun, Employment
mesai saatleri Noun
geçici varsayım.
büroda çalışmak Verb
çalışma talimatı
kullanışlı bilgi
idare edecek kadar dil bilmek
çalışma ömrü
iş yükü
iş görmeye yetenekli çoğunluk
işçi
beklenmedik durumlar için yedek akçe
çalışma metodu
işletme tarzı
çalışan model
bir hesabın işletilmesi
faaliyet
işletme düzeni
çalışma teşkilatı
fazla mesai yapmak Verb
(a) (yabancılara verilen) çalışma izni belgesi, (b)
ABD reşit olmayanlara verilen çalışma izni belgesi.
bir firmada aktif olarak çalışan ortak
faal a b
komandite ortak
komandite a b
çalışma grubu
çalışanlar
çalışma dönemi
işyeri
çalışma yeri
inşaat projesi
işletme tesisatı
çalışan nüfus
işgücü potansiyeli
(makine) çalışma gücü
işletme hasılatı
üretim hâsılatı
çalışma yöntemi
çalışma programı
çalışma programı
işçi mahallesi
işyeri çalışma talimatı
çalışma kuralları Noun
tahsilatı yapılmakta olan mali araçlar ve başka bankalardaki mevduat
bankanın nakit parası
işletme geliri
çalışma planı
çalışma mevsimi
çalışma kâğıdı
çalışma kağıdı
işletme raporu
=
working fluid: işler-özdek: basınç, sıcaklık, hacim, şekil değişmelerine uğrayarak güç makinelerini
çalıştıran özdek (sıvı, buhar, vb.).
çalışma yüzeyi.
çalışma sistemi
derinlemesine çalışma Noun, Psychology
mesai saati Noun, Employment
çalışma süresi Noun, Employment
çalışma zamanı
mesai saatleri Noun, Employment
çalışma saati Noun, Employment
çalışma saatleri Noun, Employment
teşrikimesai
iş haftası Noun
çalışma haftası Noun
çalışan kadın eş
çalışan kadın
işletmenin hesap yılı
fiilen çalışılan saatler Noun
işletme sermayesini artırmak Verb
toplu sözleşmeyle üzerinde anlaşmaya varılan çalışma saatleri Noun
işletme sermayesinde yapılan indirimler Noun
çalışma saatleri içinde
bir varlığın içinde bulunduğu ekonomik koşullarda yararlı olabileceği süre
emekçi sınıfları sömürmek Verb
emekçi sınıfları sömürmek Verb
çalışma saatlerinin uzatılması
esnek çalışma düzeni
brüt işletme sermayesi
ıkınmak Verb
çalışır durumda
çalışma saatlerine ara verme
demir işleme sanayii Noun
fazla mesai yapmak istemek Verb
net çalışma sermayesi
net işletme sermayesi
normal çalışma şartları Noun
normal çalışma günü
çalışma saatleri dışında
işletme masraflarının oranı
çalışma saatlerinin indirilmesi Noun
çalışma saatlerinin kısaltılması
standart çalışma haftası Noun
işçi sınıfı
paketleme ve navlun ile maaşlar gibi sigortalanmayan masraflar Noun
iş durması poliçesinde satın almalar Noun
hava şartlarının elverişli olmasından ötürü çalışmaların yapılabileceği gün