çalışma süresini kısaltmak
Verb
işçi sınıfı
Noun, Sociology
emekçi sınıf
Noun, Sociology
emekçiler
Noun, Sociology
emekçi sınıflar
Noun, Sociology
emekçi halk
Noun, Sociology
emekçiler
Noun, Sociology
emekçi kitleler
Noun, Sociology
ocakta ısıtarak metallere şekil verme
çalışmaya devam etmek
Verb
açık maden ocağı işletmesi
çalışarak kendini çok yormak
Verb
bir işletmenin brüt kârını hesaplamak amacı ile hazırlanan muhasebe taslağı
iki memleket arasında geçici gümrük ve ticaret anlaşması
dönen (cari) varlıklar
Noun
fiyatı genelde alelade hisse senetlerinin fiyatlarıyla inip çıkan menkul değerlere yatırılmış aktifler
Noun
döner sermaye, net cari aktif.
gelir getiren varlıkların satın alınması için alınan kısa vadeli kredi
işletme sermayesi cirosu
Noun
işçi sınıfı
Noun, Sociology
çalışma koşulları/ şartları.
şirketin hisse senetlerinin yüzde elli birini elinde bulundurma ya da kendi aralarında anlaşmış küçük
bir grubun şirket yönetimini ele geçirmesi
bir evde çalıştırılan karı-koca
hasar frekansının fazla olmasının beklendiği ve sedan şirketin konservasyonunu aşan kısmı belirli bir
limite kadar temin eden bir hasar fazlası reasür
günlük çalışma süresi.
a seven-hour workday = working day.
Noun
tartışmada kullanılacak temel deyimlerin açıklanması
yürürlükteki dizin çalışma
Information Technology
çalışma ortamı
Noun, Employment
olağan bir iş gününde banka veznedarının kasasındaki para
çalışma saatleri
Noun, Employment
idare edecek kadar dil bilmek
iş görmeye yetenekli çoğunluk
beklenmedik durumlar için yedek akçe
(a) (yabancılara verilen) çalışma izni belgesi, (b)
ABD reşit olmayanlara verilen çalışma izni belgesi.
bir firmada aktif olarak çalışan ortak
tahsilatı yapılmakta olan mali araçlar ve başka bankalardaki mevduat
=
working fluid: işler-özdek: basınç, sıcaklık, hacim, şekil değişmelerine uğrayarak güç makinelerini
çalıştıran özdek (sıvı, buhar, vb.).
derinlemesine çalışma
Noun, Psychology
mesai saati
Noun, Employment
çalışma süresi
Noun, Employment
mesai saatleri
Noun, Employment
çalışma saati
Noun, Employment
çalışma saatleri
Noun, Employment
fiilen çalışılan saatler
Noun
işletme sermayesini artırmak
Verb
toplu sözleşmeyle üzerinde anlaşmaya varılan çalışma saatleri
Noun
işletme sermayesinde yapılan indirimler
Noun
bir varlığın içinde bulunduğu ekonomik koşullarda yararlı olabileceği süre
emekçi sınıfları sömürmek
Verb
emekçi sınıfları sömürmek
Verb
çalışma saatlerinin uzatılması
çalışma saatlerine ara verme
demir işleme sanayii
Noun
fazla mesai yapmak istemek
Verb
normal çalışma şartları
Noun
işletme masraflarının oranı
çalışma saatlerinin indirilmesi
Noun
çalışma saatlerinin kısaltılması
standart çalışma haftası
Noun
paketleme ve navlun ile maaşlar gibi sigortalanmayan masraflar
Noun
iş durması poliçesinde satın almalar
Noun
hava şartlarının elverişli olmasından ötürü çalışmaların yapılabileceği gün