yani

Turkish-English Translation

  1. thus
  2. namely
  3. that is to say
  4. viz
  5. scilicet
  6. (Lat.) videlicet
  7. e
  8. videlicet
  9. Adverb in other words
  10. i.e.
  11. to wit
  12. I mean
  13. zum Beispiel
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(kısaltılmışı i . e .) yani
(Lat.) id est
yani bir menkule dönüştürülmesi gibi
conversion
yani edimlerinin bölünemediği akit
entire contract
yani evlatlara intikali
immediate descent
yani mal karşılığı verilen senet
commercial bill
yani muhtevasını ödemeyi kabul etmek
to accept on presentation Verb
yani satış hâsılatının
trading account
yani yalnız Roma halkına tatbik olunan hukuku ifade ediyordu
jus civile (in latin)
Yani,
I mean,
Yani,
You know,
Yani, …
That is to say, … Adverb
Yani, …
That is, … Adverb
Nasıl yani?
I don't follow you.
Nasıl yani?
How so?
Ne olmuş yani?
So what?
(yolcuların beklendiği) geliş yanı
arrival side
acıklı yanı
the sad part of it
affetmek dilecek yanı yok
it admits of no excuse
arabanın yanı sıra giden atlı uşak
outrider
bir işin hoş olmayan yanı ile uğraşmak zorunda kalmak (bir pazarlıktaki elverişsiz koşul
to get the wc end of the stick
bir konunun kuramsal yanı ile uğraşan kimse
theoretician
bir plan, proje, konu, vb'nin zor yanı ve ayrıntıları
nitty gritty Noun
birinin boş yere erdem saydığı yanı
foible
birinin en zayıf yanı olmak
to be at sb's most vulnerable Verb
biriyle ortak yanı bulunmamak
to have nothing in common with sb Verb
bunun yanı sıra
add to this Adverb
bunun yanı sıra
secondly Adverb
bunun yanı sıra
additionally Adverb
bunun yanı sıra
add to that Adverb
çekici yanı olmama
without appeal
cinsel yanı olmayan kardeşçe sevgi
agape
dâhi bir yanı olmak
to have a touch of genius Verb
diğer şeylerin yanı sıra
(Lat.) inter alia
dünyanın dört bir yanı
all corners of the world Noun
eleştirilecek yanı olmamak
to be beyond criticism Verb
eleştirilecek yanı olmayan
above criticism
eleştirilmek lecek yanı olmamak
to be beyond criticism Verb
en az bir yanı açık galeri
loggia Noun
geminin su çizgisinden yukarı olan dış yanı
topside
güç yanı olmayan iş
plain sailing
iki yanı ağaçlı ya da fundalık yol
(Fr.) allee
iki yanı ağaçlık yol
avenue
iki yanı ışıklı uçak pisti
flare path
iki yanı yüksek bebek karyolası
cot
iler tutar yanı olmayan
wrong on so many levels Noun, Idioms
ilgi çekici bir yanı olmamak
to be void of interest Verb
ilginç yanı olmayan
featureless
insancıl yanı
human side
insanın hayvansal yanı
animal nature
işin iyi yanı
the best of it
işin tuhaf yanı
ironically Adverb
işin tuhaf yanı şu ki
oddly enough
işlerin karanlık yanı
dark side of things
iyi ve kötü yanı olan
bitter sweet
karanlık yanı bulunan iş
funny business
kişinin kuvvetli yanı
strong point
ocak yanı çıkıntısı
hob
pek ilginç yanı olmamak
to lack a certain kick Verb
sahne yanı locası
dress box Theatre
tutarlı yanı olmayan sav
loose argument
vb'nin en zor ya da önemli yanı
the sharp end
yanı başında
very close
yanı başında
near to
yanı sıra
right alongside
yanı sıra
together with
yanı sıra
right along with
zerre kadar gerçek yanı olmama
not a vestige of truth
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Anlatılmak, açıklanmak istenen bir hükümden önce ... demek ki” anlamında kullanılır
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.