yolcu

Turkish-English Translation

  1. passenger
  2. traveller
  3. fare
  4. voyager
  5. traveler
  6. viator
  7. journeyer
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

Başka yerde sınıflandırılmamış kara taşımacılığı ile yapılan diğer yolcu taşımacılığı (NACE kodu: 49.39)
Other passenger land transport n.e.c. (NACE code: H49.3.9) Noun, Trades-Professions
Demir yolu ile şehirler arası yolcu taşımacılığı (NACE kodu: 49.1)
Passenger rail transport, interurban (NACE code: H49.1) Noun, Trades-Professions
Demir yolu ile şehirler arası yolcu taşımacılığı (NACE kodu: 49.10)
Passenger rail transport, interurban (NACE code: H49.1.0) Noun, Trades-Professions
Deniz ve kıyı sularında yolcu taşımacılığı (NACE kodu: 50.1)
Sea and coastal passenger water transport (NACE code: H50.1) Noun, Trades-Professions
Deniz ve kıyı sularında yolcu taşımacılığı (NACE kodu: 50.10)
Sea and coastal passenger water transport (NACE code: H50.1.0) Noun, Trades-Professions
Hava yolu ile yolcu taşımacılığı (NACE kodu: 51.1)
Passenger air transport (NACE code: H51.1) Noun, Trades-Professions
Hava yolu ile yolcu taşımacılığı (NACE kodu: 51.10)
Passenger air transport (NACE code: H51.1.0) Noun, Trades-Professions
İç sularda yolcu taşımacılığı (NACE kodu: 50.3)
Inland passenger water transport (NACE code: H50.3) Noun, Trades-Professions
İç sularda yolcu taşımacılığı (NACE kodu: 50.30)
Inland passenger water transport (NACE code: H50.3.0) Noun, Trades-Professions
Kara taşımacılığı ile yapılan diğer yolcu taşımacılığı (NACE kodu: 49.3)
Other passenger land transport (NACE code: H49.3) Noun, Trades-Professions
Kara taşımacılığı ile yapılan şehir içi ve banliyö yolcu taşımacılığı (NACE kodu: 49.31)
Urban and suburban passenger land transport (NACE code: H49.3.1) Noun, Trades-Professions
ortayolcu
middle-of-the-roader Adjective
(özellikle yaya) yolcu
wayfarer
aktarmasız yolcu
through passenger
bekleme listesindeki yolcu
standby passenger
bir aracın içindeki yolcu
occupant of a vehicle
birinci sınıf yolcu
first classer
birinci sınıf yolcu
first class passenger
birinci sınıf yolcu
first-class passenger
birincisınıf yolcu
first class passenger
birincisınıf yolcu
first classer
denize karşı dayanıklı olmayan yolcu
bad sailor
devamlı yolcu
regular passenger
durmadan geçip giden yolcu
passing traveller
gelen yolcu
arriving passenger
gelen yolcu
incoming passenger Noun, Transport
giden yolcu
departing passenger
ikinci mevkide seyahat eden yolcu
cabin passenger
ikinci sınıf yolcu
second- class passenger
sigortalı bir arabada giden yolcu
occupant of an insured car
şoföre karışan yolcu
backseat driver
transit yolcu
in transit visitor
transit yolcu
through passenger
turistik sınıf yolcu
tourist passenger
turistik sınıf yolcu
economy class passenger
ücret ödeyen yolcu
revenue passenger
üçüncü sınıf yolcu
steerage passenger
ucuz biletli yolcu
cheap- fare passenger
yaya yolcu
foot passenger
yolcu adedi
traffic
yolcu akışı
stream of passengers
yolcu alma limanı
port of embarkation
yolcu almak
to be boarding Verb
yolcu almak
to load passengers Verb
yolcu almaya başlamak
to be boarding Verb
yolcu aracı
passenger vehicle Noun, Transport
yolcu asansörü
passenger elevator
yolcu bagajı
passenger's baggage
yolcu belgesi
passenger certificate
yolcu beraberinde bagaj
accompanied baggage
yolcu beraberinde giden bagaj
luggage travelling with the passenger
yolcu beraberinde valiz
accompanying baggage
yolcu beraberindeki valiz
accompanied luggage
yolcu beraberindeki valiz
accompanied baggage
yolcu bilet ücreti
passenger fare
yolcu bileti
passenger ticket
yolcu bölmesi
passenger compartment Noun, Transport
yolcu çantası
travel kit Noun
yolcu çantası
holdall Noun
yolcu eşyası
baggage Noun
yolcu eşyası
things Noun
yolcu eşyası
passenger goods Noun
yolcu eşyası
luggage Noun
yolcu etmek
to see off someone Verb
yolcu etmek
to send off Verb
yolcu gemisi
passenger liner
yolcu gemisi
passenger vessel
yolcu gemisi
passenger ship
yolcu grubu üyesi
member of a trip
yolcu hanı
inn
yolcu indirme limanı
port of landing
yolcu indirmek
to drop a passenger Verb
yolcu indirmek
to offload passengers Verb
yolcu indirmek
to put down passengers Verb
yolcu istasyonu garı
passenger station
yolcu kabul etmek
to be boarding Verb
yolcu kabul yeri
passenger check-in
yolcu kamarası
passenger cabin
yolcu kapasitesi
passenger space
yolcu kapasitesi
passenger capacity
yolcu kaza sigortası
passenger accident insurance Noun
yolcu kaza sigortası
travel (l) ers'accident insurance Noun
yolcu kaza sigortası
travel (l) ers accident insurance Noun
yolcu koltuğu
passenger seat
yolcu kompartımanı
box
yolcu konforunu sağlayan olanaklar
travelling convenience
yolcu kredi mektubunda
letter of identification
yolcu listesi
list of passengers
yolcu listesi
passenger list
yolcu listesi
passenger record
yolcu nakliyatı
conveyance of passengers
yolcu nakliyatı
passenger transport
yolcu nakliyesi
transportation of passengers
yolcu otobüsü
coach
yolcu otobüsü
passenger coach
yolcu otomobili
passenger car
yolcu rezervasyonu
passenger reservation
yolcu salonu
lounge
yolcu sepeti
side car Noun, Transport
yolcu sigortası
insurance travel (l) er Noun
yolcu sınıfı
fare category
yolcu sözleşmesi
passenger contract
yolcu tarifesi
passenger rates
yolcu tarifesi
passenger tariff
yolcu taşıma izin belgesi
passenger certificate
yolcu taşıma kapasitesi
transport capacity
yolcu taşıma ücret tarifesi
tariff of fares
yolcu taşıması
passenger transport
yolcu trafiği
passenger traffic
yolcu trafiği yoğunluğu
passenger density
yolcu trafiğinden elde edilen gelir
passenger revenue
yolcu trafiğini ayarlayan yönetici
passenger manager
yolcu tren istasyonu
passenger station
yolcu tren istasyonu
passenger depot
yolcu tren seferi
passenger train service
yolcu tren vagonu
passenger railway carriage
yolcu treni
passenger train
yolcu treni ile
by passenger train
yolcu treni lokomotifi
passenger locomotive
yolcu treni seferi
passenger train service
yolcu treniyle mal göndermek
to send a consignment by passenger train Verb
yolcu uçağı
air-liner Noun, Transport
yolcu uçağı
passenger aircraft Noun, Transport
yolcu uçağı
liner Noun, Transport
yolcu uçağı
passenger plane Noun, Transport
yolcu ücret tarifesi
passenger rates
yolcu vagonlarının içindeki reklamlar
tube cards Noun
yolcu vagonu
coach
yolcu vapuru
passenger boat
yolcu vapuru
passenger steamer
yolcu ve tayfaları kurtarmak
to bring off the passengers and the crew Verb
yolcu yerleştirme
passenger accomodation
yolcu yoğunluğu
density of passengers
yolcu yükü
luggage in advance
(Ita) küçük buharlı yolcu vapuru
vaporetto
(otel) yolcu defteri
arrival book
açılıp büyütülen yolcu çantası
telescope bag Noun
aktarmalı yolcu trafiği
commutation passenger traffic
arabaya fazla yolcu almak
to stuff a car with people Verb
arka yolcu koltuğu
rear passenger's seat Noun, Transport
arkada oturan yolcu (at binici
pillion passenger rider
belli bir bölge içinde yolcu servisi
interline passenger service
birçok istasyona uğrayan yolcu treni
accomodation train
birinci sınıf yolcu taşıyan yolcu gemisi
cabin cruiser
birlikte yolculuk eden yolcu
fellow passenger
Br yolcu başına düşen kilometre
passenger kilometer (kilometre ,)
Br yolcu vapuru
(carriage ,)
büyük yolcu uçağı
air bus
çoğunlukla din adamlarınca yönetilen yolcu hanı
hospice
çok hızlı giden ekspres yolcu treni
advanced passenger train
demiryolu yolcu nakliyatı
railway transport
demiryolu yolcu nakliyatı
(Br) railway passenger transport
demiryolu yolcu taşımacılığı
railway passenger transportation
demiryolu yolcu taşımacılığı
railway passsenger transportation
demiryolu yolcu vagonu
railroad passenger car
düşük ücretle yolcu taşıyan hava yolu
bargain airline
düşük ücretle yolcu taşıyan havayolu
bargain airline
gelen yolcu listesi
list of arrivals
havalandırmalı yolcu otobüsü
air conditioned coach
hem yolcu hem de yük taşıyan tren
mixed train
ikinci mevki yolcu kamarası
fore cabin
ikinci sınıf yolcu olarak yolculuk etmek
to go (travel) steerage Verb
indirimli yolcu treni
parliamentary train
indirimli yolcu treni
(Br) parliamentary train
jet yolcu uçağı
jetliner Noun, Transport
karşılıklı yolcu veya yük taşıma servisi
shuttle
kartla yolculuk eden yolcu
regular traveller
klimalı yolcu otobüsü
air conditioned coach
küçük yolcu gemisi
(Fr.) vedette
motosikletin yolcu taşıyacak yeri
sidecar
navlun ve yolcu ortak ücreti
common expense
ön yolcu hava yastığı
front passenger air bag Noun, Transport
otobüsle yolcu taşımak
to bus Verb
para ile yolcu veya yük taşıyan firma
common carrier
sadece ikinci mevki yolcu taşıyan gemi
cabin cruiser
süratli yolcu gemisi
ocean greyhound
toplam yolcu gelirine bölünmesiyle bulunan ortalama gelir
yield
toplu olarak yük ve yolcu gemileri
merchant shipping Noun
topyekûn yolcu bagajları sigortası
tourist baggage floater insurance Noun
trenin yolcu taşıma kapasitesi
train capacity
turistik mevki yolcu taşıyan uçak
air coach
uçak yolcu sigortası
air passengers'insurance Noun
uçak yolcu sigortası
air passenger insurance Noun
ücret karşılığı yolcu taşımak
to carry passengers for a consideration Verb
ücrete tabi olmayan yolcu eşyası
free luggage Noun
ücretle yolculuk eden yolcu
revenue passenger
ücretsiz taşınan yolcu eşyası
free luggage allowance Noun
uçulan yolcu mili toplam sayısının
yield
yan yolcu sepetli motosiklet
motorcycle with a side-car Noun, Transport
yeni bir yolcu hattı açmak
to launch a new passenger line Verb
yük ve yolcu gemisi
cargo and passenger ship
yük ve yolcu tarifesi
freight and passenger rates
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Yolculuk eden kimse
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.