idarî hakim
İsim, İdare Hukuku
asıl hâkime vekâlet eden hâkim
hâkim rolü üstlenmek
Fiil
hâkim rolü üstlenmek
Fiil
bir şey hakkında iyi hüküm vermek
Fiil
bir şeyden iyi anlamak
Fiil
bir şeyden iyi anlamak
Fiil
insanları iyi tanımak
Fiil
değerleri iyi takdir edememek
Fiil
yargıç önüne çıkarılmak
Fiil, Hukuk
değerleri iyi takdir edememek
Fiil
hakim kararıyla
Zarf, Hukuk
bir hâkimi reddetmek
Fiil
gezginci yargıç, seyyar mahkeme hâkimi.
İsim
hukuk hakimi, hukuk mahkemesi hakimi
İsim, Hukuk
hukuk hakimi, hukuk mahkemesi hakimi
İsim, Hukuk
hukuk hakimi, hukuk mahkemesi hakimi
İsim, Hukuk
hakim huzuruna çıkmak
Fiil
birini hâkim olarak atamak
Fiil
birini hâkim tayin etmek
Fiil
birini ahlak hocası yapmak
Fiil
bir hâkime rüşvet vermek
Fiil
ceza hakimi, ceza mahkemesi hakimi
İsim, Hukuk
ceza hakimi, ceza mahkemesi hakimi
İsim, Hukuk
ceza hakimi, ceza mahkemesi hakimi
İsim, Hukuk
bir hâkimi görevinden almak
Fiil
bir hâkimi ehliyetsiz kılma
hâkimi görevinden azletmek
Fiil
bir hâkimi hâkimlikten azletmek
Fiil
hâkimlik cüppesini giymek
Fiil
yumuşak hakim
İsim, Hukuk
bir hâkimden merhamet dilemek
Fiil
sorgu yargıcı
İsim, Hukuk
tetkik hakimi
İsim, Hukuk
belli bir bölge içinde yer yer dolaşan hâkim
yargıç, hâkim
. a judge of the high court.
yargıcı, hakem, arabulucu.
bilirkişi, uzman.
a good judge of men: adam sarrafı.
a good judge of horses/of cattles: at/sığır uzmanı.
Yahudi tarihinde krallardan önce hüküm süren hâkimlerden biri.
hükmetmek, hüküm vermek.
Don't judge a (of) man by his looks.
yargılamak, muhakeme etmek.
Who will judge the next case? God will judge all men.
bir konuda fikir edinip karar vermek/hükme varmak.
to judge the merits of a book. You can't judge a book by its cover. judge whether he's right or wrong.
bir davayı çözmek, halletmek, karara bağlamak.
düşünmek, istidlâl etmek, sonuç çıkarmak, sonuç ve kanaatine varmak.
I judged, from his manner, that he was guilty.
tahmin/takdir/tasavvur etmek, tahminde bulunmak.
We judged the distance to be about 3 kilometers.
I judged him about 50: Onu 50 yaşlarında tahmin ettim.
(İbrani hâkimleri hakkında) hüküm sürmek.
tenkit/muaheze etmek, çıkışmak.
You had little cause to judge him so harshly: Onu bu denli şiddetle
muaheze etmene pek sebep yok.
mesafeyi tayin etmek
Fiil
mesafeyi tahmin etmek
Fiil
staff judge advocate ile ayni anlama gelir. askerî savcı.
İsim
trial judge advocate ile ayni anlama gelir. sıkıyönetim savcısı.
İsim
(US) Baş Askeri Hukuk Müşaviri
görünüşe bakarak hüküm vermek
Fiil
görünüşe göre hüküm çıkarmak
Fiil
bir başka hâkime vekâleten görev başında bulunan hâkim
tarafsız bir şekilde yargılamak
Fiil
tarafsızlıkla yargılamak
Fiil
kapalı bir oturumda tek hâkim
aleyhinde bir üst mahkemeye başvurulamayan karar veya yüküm
bir şey yapmayı gerekli görmek
Fiil
insan karakterinden anlayan
resmen atanarak fiilen göreve başlayan
ancak henüz yasal yemin yükümlülüğünü yerine getirmemiş hâkim
asliye hâkimi
İsim, Hukuk
(Iskoçya) sulh ceza hâkimi
başkalarını kendi niteliklerine göre ölçmek
Fiil
işine gelen hakimi seçme
İsim, Hukuk
birini hareketlerine göre yargılamak
Fiil
birini dış görünüşüyle yargılamak
Fiil
birini dış görünüşüyle yargılamak
Fiil
temyiz siz yargılamak
Fiil
temyizsiz yargılamak
Fiil
(Br) sorgu kuralları
İsim
(Br) sorgulama kuralları
İsim
çocuk yargıcı
İsim, Hukuk
hukukçu olmayan hâkim yardımcısı
takdiri okura bırakmak
Fiil
takdiri okura bırakmak
Fiil
çizgi hakemi
İsim, Futbol
davaya bakan hâkimlerin başkanı
mahkeme heyeti başkanı
İsim, Hukuk
mahkeme başkanı
İsim, Hukuk
(US) veraset mahkemesi hakimi
(US) vesayet mahkemesi hâkimi
bir hâkimi reddetmek
Fiil
bir hakimin talimatlarını hiçe saymak
Fiil
hâkime saygı göstermek
Fiil
judge advocate ile ayni anlama gelir. askerî savcı.
bir hâkimin yetki bölgesi
yargıç tarafından jüri üyelerine verilen talimat
(US) asliye mahkemesi hâkimi
tek hakim karşısında yargılanma
(US) asliye mahkemesi yargıcı
davanın esasına bakan hâkim
asliye hakimi
İsim, Hukuk
duruşma hâkimi
İsim, Hukuk
judge advocate ile ayni anlama gelir. sıkıyönetim savcısı.
(Br) tatil zamanı hâkimlik eden hâkim
tatil zamanı hâkimlik eden hâkim
adli tatil sırasında nöbetçi hâkim
(Br) adli tatil sırasında nöbetçi hâkim
(delil) hâkimi etkilemek
Fiil