kıs(ıtla)mak, sınırla(ndır)mak, engellemek, menetmek, tahdit etmek, alıkoymak, gem vurmak, zaptetmek.
to restrict the number of students: öğrenci sayısını sınırlandırmak.
to restrict someone's power: bir kimsenin gücünü/yetkisini kısıtlamak.
to restrict the consumption of alcohol: içki satışını kısıtlamak.
Geçişli Fiil