müracaat etmek Fiil
tutmak Fiil
...'in kabul edebileceği nitelikteki Sıfat, Hukuk
alışkın
...'i ...'e yansıtmak Fiil, Muhasebe
hitaben
yapışmak Fiil
takılı
bir şeye uygun olarak
tutar
tutarında olmak Fiil
etmek Fiil
eklemek Fiil
müracaat etmek Fiil
benzetmek Fiil
yardımcı
...'a önem vermemek Fiil
takılı
izafe etmek Fiil
ait olmak Fiil
mecbur
yapışmak Fiil
asılmak Fiil
...'i ...'e bildirmek Fiil
tenezzül etmek Fiil
intibak etmek Fiil
dinlemek Fiil
...'e uygun olarak Zarf
...'e uygunluk İsim
râzı olmak Fiil
muvafakat etmek Fiil
karşılık gelmek Fiil
reverans yapmak Fiil
(sinema , TV) bir sahneden ötekine geçmek Fiil
azaltmak Fiil, Bilgi Teknolojileri
tenezzül etmek Fiil
mahkûm
kapağı atmak Fiil
maruz
terettüp
takılı
mecbur
mahkûm
...'e istinaden Zarf
eğilimi olmak Fiil
aleyhinde
meyyal
minnettar
bir binanın duvarına dayanarak yapılmış
kiralamak Fiil
dinlemek Fiil
tanımak Fiil
...'e yenilmek Fiil, Spor
düşünmek Fiil
niyetlenmek Fiil
niyet etmek Fiil
hedeflemek Fiil
geçmek Fiil
yanı başında
eyvallah demek Fiil
mahkûm
mecbur
...'i ...'e ataşla tutturmak Fiil
elden ele geçmek Fiil
emre yazılı
kâmil
maharetli
ait olmak Fiil
ilgilendirmek Fiil
takılı
...'den önce
(at) arabaya koşmak Fiil
rücu etmek Fiil
rücuen
...e atıfta bulunarak
mensup
ilişkili
ilişik
yanıtlamak Fiil
karşılamak Fiil
kurban etmek Fiil
seslenmek Fiil
söylemek Fiil
göreve çağırmak Fiil, Askerlik
esas duruşa geçirmek Fiil, Askerlik
bigâne
nefsini yenerek bir şeyi yapmak Fiil
zımbırdatmak Fiil
vabeste
'ye tabi
razı gelmek Fiil
boyun eğmek Fiil
yeğin
yatkın
sapmak Fiil
...'in mülkiyet hakkı İsim, Hukuk
to
-e/-a/-ye/-ya.
He came to the house: Eve geldi.
to Sivas: Sivasa.
Give it to me. What
will you say to this? Parallel to the street.
to
-e/yönüne/tarafına doğru.
from north to the south: kuzeyden güneye doğru.
to
üzerine, üstüne.
apply varnish to the surface.
to
-e kadar/değin.
to this day: bu güne kadar.
We work from 9 to 5: Saat 9'dan 5'e kadar çalışıyoruz.
to
için, maksadıyla.
They are going to rescue: Kurtarmaya (kurtarmak için) gidiyorlar.
to
… derecede, -cesine.
To her horror, the beast approached: Hayvan ona koku ve dehşet verecek derecede yaklaştı.
to
ilâ, … arasında.
Tomorrow's high will be 25 to 30°C: Yarın en yüksek sıcaklık 25 ilâ 30°C olacak.
to
-ile, -e uyarak.
They danced to the music.
to
-e nazaran/nispetle/göre.
inferior to last year's crop: geçen yılın ürününe nispetle düşük/az.

to the best of my knowledge: bildiğime göre.
not to my taste: benim zevkime uygun değil.
to
- başına.
20 miles to the gallon: galon başına 20 mil.
ten houses to square kilometer:
kilometre kareye (km2 başına) on ev.
to
-mek/-mak (mastar edatı).
I like to read: Okumayı severim.
Do you want to go? Gitmek istiyor
musun? Bazen fiili tekrar etmemek için sadece

to
kullanılır:
Yes, I want to: Evet, (gitmek) istiyorum.
to
… kuvvete/kuvveti.
Ten to the third is 1000 (103 = 1000).: Onun üçüncü kuvveti bindir. Matematik
to
denge durumuna/normal duruma doğru.
Shut the door to: kapıyı iyice kapa.
to
ayıklık, şuurlu olma.
after he came to: kendine geldikten/ayıldıktan sonra.
geri durmak Fiil
tehir etmek Fiil, Hukuk
körelme
'a ayarlanmış
gerekmek, lâzım gelmek, olması beklenmek.
I am supposed to be in Ankara tomorrow: Yarın Ankarada
olmam gerekiyor.
The ship is supposed to arrive today: Geminin bugün gelmesi lâzım/bekleniyor.
What am I supposed to do now? Şimdi ne yapmalıyım?
You are not supposed to do that: Onu yapmamalısın.
He is supposed to be rich: Zengin olduğu söyleniyor.
istenilen koşulları sağlamak, isteğe uygun olmak.
… olacağa benzemek, müsait/muhtemel görünmek.
The weather bids fair to be fine: Hava güzel olacağa
benziyor.
Everything bids fair to be successful: Başarı ümidi büyük (= her şey başarı vaadediyor).
konaklamak Fiil, Askerlik
ağartmak Fiil
(bir hayvanı veya kimseyi) kapana kıstırmak, çaresiz duruma düşürmek.
gümrük değerini biçme
boyuna göre
tutmak Fiil, Askerlik
taşıma
tezgâhtarlık etmek Fiil
ırgalamak (argo) Fiil
hizaya getirmek Fiil
kıtırdama
yaldızlamak Fiil
tarih koyma
iğfal
Emilmiş bir maddeyi içine girdiği ortamdan geri çıkarmak.
post elden gitmek (argo) Fiil
tahtalı köye gitmek (argo) Fiil
gümbürdemek (argo) Fiil
görünmez olmak Fiil
atmak Fiil
sorumluluktan ibra etme
ıska geçmek (argo) Fiil
ıskalamak (argo) Fiil
osurmak (kaba) Fiil
sondaj
himaye etmek Fiil
dehlemek (argo) Fiil
yağ yapmak (argo) Fiil
odaklama
hakeme başvurmak.
Board of arbitration: Hakem kurulu.
arbitration bond: hakem teminatı,
her iki tarafın hakem kararını tanıyacaklarına dair verdikleri teminat.
arbitration of exchange: kur farkından yararlanmak için aynı dövizi birkaç borsada aynı anda alıp satma.
gruplandırma
çıkmak Fiil
körükleme
gıcık etmek (argo) Fiil
temizlemek (argo) Fiil
nefretle karşılamak, rezil etmek, kepazeye çevirmek, alay konusu yapmak.
içeride olmak Fiil
manevra yapmak Fiil
abramak Fiil
âdet görmek Fiil
lağım açmak Fiil, Askerlik
geç kalmak Fiil
bana ait
kaynatmak (argo) Fiil
tavlamak (argo) Fiil
kontra gitmek Fiil
diskur çekmek (argo) Fiil
aşırı yükleme
balta olmak (argo) Fiil
numara yapmak (argo) Fiil
iğfal
anımsama
anımsama
yeniden oy verme
telefon etmek Fiil
sabunlaşma
geçirmek (argo) Fiil
sondalamak Fiil, Denizcilik
araklamak (argo) Fiil
teklemek (argo) Fiil
kiracının evi başkasına kiralaması
horozlanmak (argo) Fiil
kazıklamak (argo) Fiil
içine etmek (argo) Fiil
bunlara
Londra'ya
ötmek (argo) Fiil
kime ?
sana
tarafınıza
yaltaklanmak Fiil
sapma
mahsus
özgü
sapmak Fiil
isteklenmek Fiil
ısınmak Fiil