relieves -> relieve

  1. Geçişli Fiil (gönlünü) ferahlatmak, (içini) rahata kavuşturmak, (sıkıntısını) hafifletmek/dağıtmak/defetmek.
    Anxiety
    may be relieved by talking to a friend.
  2. Geçişli Fiil (endişeden/üzüntüden/sıkıntıdan) kurtarmak/azat etmek.
    She was relieved to hear that her son was quite safe.
  3. Geçişli Fiil yardım etmek, fakirlikten/zaruretten kurtarmak.
    Kızılay relieved many needy people during the hard winter.
  4. Geçişli Fiil (muhasara altındaki şehre vb.) yardım göndermek.
  5. Geçişli Fiil yasal yük ve sorumluluktan kurtarmak.
    It relieves me of all responsibility.
  6. Geçişli Fiil (basıncı/ağırlığı/yükü) azaltmak, hafifletmek.
  7. Geçişli Fiil yeknesaklığını gidermek, çeşni vermek.
    To relieve the tension of a drama with comic episodes.
  8. Geçişli Fiil kabartma yapmak.
  9. Geçişli Fiil görevini/nöbetini devralmak, yerine nöbete girmek.
    to relieve the guard: nöbetçi değiştirmek.
gönlünü ferahlatmak Fiil
kuşatılmış bir şehri kurtarmak Fiil
bir nöbetçinin nöbetini devralmak Fiil
acil duruma yardım etmek Fiil
bir memuru görevinden almak Fiil
vergiden kurtarmak Fiil
bir riskten kurtarmak Fiil
riskten kurtarmak Fiil
birini sorumluluktan kurtarmak Fiil
birini bir borçtan kurtarmak Fiil
birini her türlü sorumluluktan kurtarmak Fiil
birini her türlü sorumluluktan kurtarmak Fiil
birini görevinden almak Fiil
birini paradan etmek Fiil
birini işinden almak Fiil
birini bir şeyden kurtarmak Fiil
nöbetçiden nöbeti devralmak Fiil
nöbeti devralmak Fiil
piyasayı ferahlatmak Fiil
halktan bir vergiyi kaldırmak Fiil
yoksula yardım etmek Fiil
gerilimi gidermek Fiil
dışarı çıkmak, helâya gidip rahatlamak, (büyük/küçük) abdest yapmak, def'i hacet etmek.