bile bile işlenen günah.
eski bir günakâr olmak Fiil
günaha sokmak Fiil
günah işlemek Fiil, Din ve İnanç
günaha girmek Fiil, Din ve İnanç
şiddetli, şiddetle, amansızca.
It was raining like sin: Şiddetli yağmur yağıyordu.
nikâhsız olarak karı-koca hayatı yaşamak.
the child of sin: piç, gayrı-meşru çocuk.
günahının kefaretinıödemek Fiil
ilk günah: Hıristiyan inancına göre Hazret-i Adem'in işlediği ve bütün insanlığa intikal eden ilk günah. İsim
sin
günah.
besetting sin: insanların daima işlemeye meyilli oldukları günah.
deadly sin: büyük/affolunmaz
günah.
original sin: Hıristiyanlarca insanların doğuştan işlemeye meyilli oldukları günah.
venial sin: hafif/affolunur günah.
The forgiveness of sins: Günahların affı.
to fall into sin: günaha girmek.
İsim
sin
günah işleme.
to commit sin: günah işlemek.
I have committed no sin: Günah işlemedim. İsim
sin
suç. İsim
sin
günah işlemek, günaha girmek. Fiil
sin
günahkâr olmak. Fiil
sin
suç işlemek. Fiil
sin
sine. İsim, Matematik
sin
sin, İbrani alfabesinin 21'inci harfi. İsim
sin
günah İsim, Din ve İnanç
sin
fısk İsim, Din ve İnanç
sin
vebal İsim, Din ve İnanç
sin
grave
sin
tomb

Türkçe Sözlük (Kubbealti Lugati)

  1. İsimden isim yapma eki
  2. Arap alfabesinin on üçüncü, Türkler’in İslâmiyet’i ... ve bu harfin adı

sin
Doğumdan îtibâren ... süre, yaş
sin
Mezar, kabir
sin
Arap alfabesinin on ikinci, Türkler’in İslâmiyet’i ... ve bu harfin adı
sin
Diş
bk. –şın