1. Bağlaç … ise de, … olsa da/olsa bile, gerçi, her ne kadar, vakıa, fakat, yine de.
    There's still a hope, albeit
    slim: Zayıf da olsa hâlâ ümit var.
    albeit (that) he failed: Başarısızlığa uğradı ise de …
    A brilliant, albeit slipshod writer: Parlak fakat kalender bir yazar.